çocuk
is. 1. Küçük yaştaki oğlan veya kız: "Çocuğun bir sütninesi vardı." -R. H. Karay. 2. Soy bakımından oğul veya kız, evlat: "Anası olacak bir kadın çocuğu omuzundan yakalamış." -B. R. Eyuboğlu. 3. Bebeklik ile erginlik arasındaki gelişme döneminde bulunan oğlan veya kız, uşak: "Çocuk köşeyi dönerken ana arkasından su içmeye gitti." -B. R. Eyuboğlu. 4. Genç erkek. 5. mec. Büyükler arasında daha az yaşlı olan kişi. 6. mec. Büyüklere yakışmayacak biçimde düşüncesizce davranan kimse: Otuz yaşında ama hâlâ çocuk. 7. mec. Belli bir işte yeteri kadar deneyimi ve yeteneği olmayan kimse.

nesil
is. 1. top. b. Kuşak: "Bu nesil öyle zamanlar geçirdi ki doğduğuna lanet etti." -F. R. Atay. 2. Hayvanlarda döl.

yavru
is. 1. Yeni doğmuş hayvan veya insan: Kedi yavrusu. Kuş yavrusu. 2. Çocuk, evlat: "O zaman gördü ki küçük çocuk, memleketlisi minimini yavru ağlıyor." -R. H. Karay. 3. mec. Bir şeyin küçüğü: "Ev, bodrumu, tavan arası ve iki katıyla tam bir konak yavrusudur." -T. Buğra. 4. argo Güzel, alımlı genç kız.

Dişi soyun devamını sağlamak üzere döl yatağı görevini yapar .Kaynak: timeturk.com

Tarih yakılan, yıkılan, yok edilen bir medeniyetin döl yatağı.Kaynak: haber10.com

. Öyle bir arkadaş ki yeryüzünde insan neslinin döl yatağı, kucağı, kundağı, anası.Kaynak: siyaset.milliyet.com.tr

Proletarya (Latince proles (döl ) kelimesinden gelir) alt sosyal sınıfı tanımlamak için kullanılan terim, bu sınıfa mensup kişilere
Kaynak: Proletarya

Belsoğukluğu (Gonore de denir), Neisseria gonorrhoeae bakterisinin neden olduğu, döl ve idrar yollarında görülen bulaşıcı hastalık .
Kaynak: Belsoğukluğu

Kısır , üreme imkânı olmayan, döl vermeyen (insan ve hayvan), ürün vermeyen (toprak), içinde hiçbir üreme olayı geçmeyen (canlı hücre,
Kaynak: Kısır

Üreme yalıtımı veya hibritleşme engelleri, iki farklı tür ün popülasyon larındaki bireylerin birbirleriyle eşleşme sini veya verimli döl ler
Kaynak: Üreme yalıtımı

Uygun koşullara düşen her spordan, monoploit bir döl oluşur. Bazı tek hücreli lerde, mantar larda, su yosunları nda, karayosunu ve
Kaynak: Sporla üreme

Fakat baskın gen harfi(büyük harf) başa ya-zıldığından tüm bireyler %100 melez döl;fakat kıvırık saçlı doğar. Çünkü çekinik gen,baskın genin
Kaynak: Fenotip

Kozalak deyince akla gelen şey, genelde döl üreten dişi kozalaktır. Polen üreten erkek kozalaklar, erişkin dönemlerinde bile çok iri
Kaynak: Kozalak

Bu süreçte konak hücreler çoğaldıkça rekombinant DNA molekülleri döl lere geçerler ve yavru hücrelerde de kopya sayılarını arttırırlar.
Kaynak: Moleküler klonlama

Weisman, farelerin 20 döl boyunca kuyruklarını kestiği halde, 21. dölde de kuyruklu fareler doğmuştur. Ayrıca bakınız : Weismann kuramı -
Kaynak: August Weismann

Cosmogonia da Yunanca kosmogonia kökenlidir; Yunanca kosmos "evren" anlamına gelirken, gonos kökü "döl, doğmak" anlamlarına gelir.
Kaynak: Kozmogoni

Güney Avrupa'da (Fransa , İtalya , İspanya ) açık alanda 4 döl, serada 5 döl, Kuzey Afrika 'da turunçgiller de 5-6 döl, Tunus 'da 6 döl ve
Kaynak: Karanfil yaprakbükeni

diğer bireylerine kıyasla bir üreme avantajına sahip olurlar, yani diğer bireylere kıyasla bir sonraki nesle daha çok sayıda döl verirler.
Kaynak: Seçilim

Yani döl değişimi görülür. Gametofit nesilin üzeri tek tabakalı epidermis ile kaplı olup, gaz alışverişini sağlayan birçok por a
Kaynak: Ciğer otları

Karışımlı kalıtım, modern Genetikteki "kısmi baskınlık" fikrine benzer, çünkü o da ebeveyndeki özelliklerinin bir karışımının yavru (döl)
Kaynak: Karışmalı kalıtım

Kalıtım özellikleri Kesikli kalıtım ve Mendel yasaları: Böylece özellikleri farklı 7 saf döl elde etti. Bunlarla yaptığı çaprazlamalarda
Kaynak: Genetik