Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

ekmek ne demek?

 - 5 sözlük, 8 sonuç.

Divanü Lügati't-Türk

ekmek anlamı
bir şey ekmek

Güncel Türkçe Sözlük

ekmek, -ği anlamı
(I) is. 1. Tahıl unundan yapılmış hamurun fırında, sacda veya tandırda pişirilmesiyle yapılan yiyecek, nan, nanıaziz: "Odayı, tatlı, sıcak bir kızarmış ekmek kokusu bürümüş." -Y. Z. Ortaç. 2. mec. İnsanı geçindirecek iş, kazanç: "Biz iyi kötü tiyatroya bağlamışız ekmeğimizi." -N. Cumalı. 3. hlk. Yemek, aş: "Ekmeği bizde yiyelim mi? Allah ne verdiyse." -T. Buğra.
ekmek, -er anlamı
(II) (-i) 1. Bir bitkiyi üretmek için toprağa tohum atmak veya gömmek. 2. Toprağı ekip biçmek için kullanmak: "Ancak senede otuz dönüm ekebiliyor." -M. Ş. Esendal. 3. (-e) Serpmek: Yemeğe biber ekmek. 4. mec. Bir şeyin başlamasına yol açacak sebepleri hazırlamak: Fesat tohumları ekenler... 5. argo Birini uydurma bir sebeple bırakıp gitmek, savuşmak, atlatmak: "Lale ile Günnur kendilerini ektiğim için müthiş içerlemişler." -H. Taner. 6. argo Parayı boşuna harcamak, ziyan etmek. 7. argo Yarışta geçmek.

Tarama Sözlüğü

ekmek anlamı
1. Tohum atmak. 2. Dökmek, saçmak, serpiçtirmek. 3. Telef etmek, harcamak.

Türkçe - İngilizce

ekmek anlamı
isim
1) bread
fiil
1) sow
2) sprinkle
3) plant
4) inseminate
5) set
6) broadcast
7) crop
8) set out
9) Tame
kelime öbeği
1) bread and butter

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

ekmek anlamı
Ekin ekmek

Uşak

êkmek anlamı
Ekmek

Uşak

ekmek anlamı
Ekmek, sürmek

Artvin Yusufeli Uşhum köyü

ekmek eş anlamlısı


is. Yemek.
atlatmak
(-i) 1. Atlama işini yaptırmak. 2. Basında başka ilgililerden önce bir haberin yayımlanmasını sağlamak. 3. mec. Kötü bir durumu geçiştirmek, savmak: "Bana sorarsanız işin en güç tarafını atlattık." -T. Buğra. 4. mec. Başından savmak: "Bu Kurul'u atlatıncaya kadar sesimi çıkarmayacağım." -M. Ş. Esendal. 5. mec. Savsaklamak. 6. mec. Aldatmak: "Onları da ara sıra atlatanlar bulunur." -H. R. Gürpınar.
kazanç
is. 1. tic. Satılan bir mal, yapılan bir iş veya harcanan bir emek karşılığında elde edilen para, getiri, temettü: Aylık kazanç. 2. mec. Yarar, çıkar, kâr: "Yarı keyif, yarı kazanç için balıkçılık sanatında karar kılmıştı." -S. F. Abasıyanık.
nan
is. (na:nı) esk. Ekmek: "Alçak, nan ve nimet nankörü hain!" -S. M. Alus.
nanıaziz
is. (na:nıazi:zi) esk. Ekmek: "Ah mübarek nimet, sana evvelden nanıaziz derlerdi." -H. R. Gürpınar.
savuşmak
(nsz) 1. Bulunduğu yerden aceleyle, gizlice veya dikkati çekmeden ayrılmak: "Valinin yerini öğrendiği gibi savuştu Bayram, İlyas'ı peşine takıp." -A. Kulin. 2. Hastalık veya başka kötü bir durum geçmek, iyileşmek.
serpmek
(-i) 1. Bir şeyi dağılacak biçimde dökmek, saçmak. 2. Belli bir yere dağılacak biçimde dökmek: "Buzlarını atıp karabiberlerini serptikten sonra kadehleri iyice karıştırdım." -N. Cumalı. 3. (nsz) Yağmur veya kar azar azar, ince ince yağmak, serpiştirmek: Yağmur serpiyor. Kar serpiyor. 4. mec. Vermek, saçmak.
yemek
(I) is. 1. Yemek yeme, karın doyurma işi: "Yemekten sonra gocuğuna sarar yatırırdı beni." -N. Cumalı. 2. Yenmek için pişirilip hazırlanmış yiyecek, aş, taam. 3. Günün belli saatlerinde yenilen besin: "Yemek ya kahvaltıda ya da yemekte yenir. Arada bir şey yenmez." -H. Taner. 4. Konuklara yiyecek verilerek yapılan ağırlama: "Pek protokolcü olduğu için yemek sessiz geçiyordu." -F. R. Atay.
yemek
(II) (-i) 1. Ağızda çiğneyerek yutmak: "Adam o kadar çabuk yiyor ki hizmetçi ekmek yetiştiremiyor." -B. Felek. 2. Aşındırmak, kemirmek, oymak, delmek: "Necla onun böyle kendinden geçercesine çalıştığını gördükçe üzüntüden tırnaklarını yiyor." -H. Taner. 3. Isırmak: Sivrisinekler çocuğun kollarını yemiş. 4. Batmak, çizmek, kaşındırmak, dalamak. 5. Hoşa gitmeyen kötü bir duruma uğramak, tutulmak: "Kendini topladı ama fena yerinden gagayı yedi sanırım..." -M. Ş. Esendal. 6. (nsz) Hakkı olmayan ve kendisine yasak edilmiş bulunan bir şeyi kabul etmek: Haram yemek. Rüşvet yemek. 7. Harcamak, tüketmek, bitirmek: "Mirası sen yedin, zahmeti ben çekiyorum, diye latife ediyordu." -M. Ş. Esendal. 8. Yasal yoldan cezalandırılmak. 9. Birine alacağını vermemek, ödememek: Bu adam benim yüz bin liramı yedi. 10. Başkasının parasını harcamak: Dalkavuklar çok parasını yemişler. 11. (nsz) Harcanmak, kullanılmak, sarf edilmek: Yapımına başlanan bu yapı günde 5 ton çimento yiyor. 12. Sürekli üzmek, tedirgin etmek: Bu dert beni yiyor. 13. mec. Gücünü kırmak, perişan etmek, mahvetmek.
ziyan etmek
1) yersiz, boş yere harcamak: "Ah budala kız, gençliğinin kıymetini bilmiyorsun, güzelliğini ziyan ediyorsun." -S. M. Alus. 2) zarara uğramak.

"ekmek" için örnek kullanımlar

Maria Antoinette'den bu yana ekmek üzerinden bize söylenmeyen kalmadı.
Since Maria Antoinette left unsaid us out of bread.
Kaynak: blog.radikal.com.tr
İsraf ettiğimiz bu nimet, nimetlerin en büyüğü olan ekmek nimetidir.
've Wasted this blessing, blessing the bread which is the biggest blessings.
Kaynak: haberler.com
Proje ile ihtiyaç sahibi insanlar fırınlardan ücretsiz ekmek alabilecek.
People in need with the project to receive free bread ovens.
Kaynak: haberler.com
''Her şeyden önce ekmek israfı, evlerimizde gerçekleşmemektedir.
'' First of all, a waste of bread, does not exist in our homes.
Kaynak: ekonomi.haber7.com
Bazlama, Türk mutfağı ndan bir ekmek türü. Ekmek olarak sadesi yüzyıllardır Türkler tarafından yapılır ve yenir. Farklı malzemeler
Kaynak: Bazlama
Ekmek fırını, ekmek üretilen ve satılan işyerleridir. Bazıları aynı zamanda kafe olup ekmek dışında tart , pasta , kapkek, bisküvi ,
Kaynak: Ekmek fırını
Açık ekmek, Türk mutfağı ndan bir tür ekmek . Kebabın dürüm olarak sarıldığı lavaş ekmeğe Şanlıurfa 'da verilen isimdir. Açık ekmek,
Kaynak: Açık ekmek
Halk Ekmek; İstanbul'un büyük bölümünün ekmek ihtiyacını karşılayan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi 'ne bağlı olarak çalışan bir kurumdur.
Kaynak: İstanbul Halk Ekmek
Eski çağlardan beri bira , şarap ve ekmek yapımında kullanılmasında dolayı en önemli maya türü olduğu söylenebilir. Üzüm ün kabuğundan
Kaynak: Saccharomyces cerevisiae
Etli ekmek,Konya'nın en meşhur yemeklerinden birisidir. Etli Ekmeğin Yapılışı: Etli ekmeğin malzemeleri: kuzu eti, soğan , domates ve
Kaynak: Etliekmek
Başta ekmek ve hamur işleri olmak üzere pek çok gıdanın temel bileşenidir. Genellikle buğday dan elde edilin toza sadece un denir. Arpa ,
Kaynak: Un

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.