emânet ne demek?
- 5 sözlük, 6 sonuç.BSTS / Medeni Hukuk Terimleri Sözlüğü
emânet anlamı
bakınız» vedîa.
bakınız» vedîa.
Güncel Türkçe Sözlük
emanet anlamı
is. (ema:net) 1. Birine geçici olarak bırakılan ve teslim alınan kişice korunması gereken eşya, kimse vb., inam, vedia: "Emaneti olanlar burada her vakit bunlarla ilgilenecek bir çırak bulurlar." -S. Birsel. 2. Bir kimse ile birine gönderilen şey: İstanbul'dan getirdiğim emanetinizi akşam benden alınız. 3. Eşyanın ücret karşılığı geçici bir süre bırakıldığı yer. 4. Can, ruh: Allah emanetini alsın da kurtulayım.
is. (ema:net) 1. Birine geçici olarak bırakılan ve teslim alınan kişice korunması gereken eşya, kimse vb., inam, vedia: "Emaneti olanlar burada her vakit bunlarla ilgilenecek bir çırak bulurlar." -S. Birsel. 2. Bir kimse ile birine gönderilen şey: İstanbul'dan getirdiğim emanetinizi akşam benden alınız. 3. Eşyanın ücret karşılığı geçici bir süre bırakıldığı yer. 4. Can, ruh: Allah emanetini alsın da kurtulayım.
Kişi Adları Sözlüğü
Emanet anlamı Köken: Ar.
Söyleyiş: (ema:net) Cinsiyet: Erkek
1. Korunmak için birine veya bir yere bırakılan kimse. 2. Can.
Cinsiyet: Kız
1. Korunmak için birine veya bir yere bırakılan şey. 2. mec. Can.
Söyleyiş: (ema:net) Cinsiyet: Erkek
1. Korunmak için birine veya bir yere bırakılan kimse. 2. Can.
Cinsiyet: Kız
1. Korunmak için birine veya bir yere bırakılan şey. 2. mec. Can.
Türkçe - İngilizce
emanet anlamı
isim
1) deposit
2) trust
3) luggage locker
isim
1) deposit
2) trust
3) luggage locker
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
emânet anlamı
Emanet
Emanet
Diyarbakır
emanet anlamı
< Ar. emânet: emanet; can; ruh; gizlice alınıp verilmesi gereken şey. || amanat || emenet || emanet dolandırmak: ödünç alıp gezdirmek || emaneti dolandırmak: geçinip gitmek || emaneti almak/vermek: söylenmesi gerekmeyen şeyi verip almak
< Ar. emânet: emanet; can; ruh; gizlice alınıp verilmesi gereken şey. || amanat || emenet || emanet dolandırmak: ödünç alıp gezdirmek || emaneti dolandırmak: geçinip gitmek || emaneti almak/vermek: söylenmesi gerekmeyen şeyi verip almak
emânet eş anlamlısı
can
is. 1. İnsan ve hayvanlarda yaşamayı sağlayan ve ölümle vücuttan ayrılan madde dışı varlık. 2. Yaşama, hayat: "Bir kedi yavrusunu kurtarmak için ipe sarılıp kuyuya iner, canımı tehlikeye koyardım." -R. N. Güntekin. 3. Güç, dirilik: "Her şeyde bu mevsime mahsus bir can, bir dirilik kendini gösteriyordu." -M. Ş. Esendal. 4. Kişi, birey: "Benimle beraber dört canız ." -F. R. Atay. 5. İnsanın kendi varlığı, özü: "Sağa sola kaçıştık da, canımızı dar kurtardık." -N. Hikmet. 6. Gönül: "Çirkin bana kurban, ben de güzele / Can sever güzeli, maldan ziyade" -Karacaoğlan. 7. Bektaşilik ve Mevlevilikte tarikat kardeşi. 8. sf. Çok içten, sevimli, sevilen, şirin: "Alphonse Daudet ilk gençliğimin can yazarlarından biri idi." -T. Buğra. 9. ünl. Yakınlık duygusu belirten bir seslenme sözü: "Canlar! Açık olsun bahtınız." -E. B. Koryürek.
is. 1. İnsan ve hayvanlarda yaşamayı sağlayan ve ölümle vücuttan ayrılan madde dışı varlık. 2. Yaşama, hayat: "Bir kedi yavrusunu kurtarmak için ipe sarılıp kuyuya iner, canımı tehlikeye koyardım." -R. N. Güntekin. 3. Güç, dirilik: "Her şeyde bu mevsime mahsus bir can, bir dirilik kendini gösteriyordu." -M. Ş. Esendal. 4. Kişi, birey: "Benimle beraber dört canız ." -F. R. Atay. 5. İnsanın kendi varlığı, özü: "Sağa sola kaçıştık da, canımızı dar kurtardık." -N. Hikmet. 6. Gönül: "Çirkin bana kurban, ben de güzele / Can sever güzeli, maldan ziyade" -Karacaoğlan. 7. Bektaşilik ve Mevlevilikte tarikat kardeşi. 8. sf. Çok içten, sevimli, sevilen, şirin: "Alphonse Daudet ilk gençliğimin can yazarlarından biri idi." -T. Buğra. 9. ünl. Yakınlık duygusu belirten bir seslenme sözü: "Canlar! Açık olsun bahtınız." -E. B. Koryürek.
inam
is. esk. Emanet, vedia.
is. esk. Emanet, vedia.
ruh
is. (ru:hu) 1. Dinlerin ve dinci felsefelerin insanda vücuttan ayrı bir varlık olarak kabul ettiği öz, tin. 2. En önemli nokta, öz: "Lakin oyunun ruhunu anlamak mümkün değil." -M. Ş. Esendal. 3. Esans: "Bazısı ruh koklatır, bazısı alnına sirke sürer, bazısı kollarını, bileklerini ovuşturur." -H. R. Gürpınar. 4. mec. Canlılık, duygu: "Nesri gibi güzel bir ruhu olan Falih Rıfkı, Türk gazeteciliğini bir vatan hizmeti telakki etmiş ve kutsi bir vazife gibi ifa ediyor." -Y. K. Beyatlı. 5. fel. Bedeni etkin kılan canlılık ilkesi, bedenin hayat gücü.
is. (ru:hu) 1. Dinlerin ve dinci felsefelerin insanda vücuttan ayrı bir varlık olarak kabul ettiği öz, tin. 2. En önemli nokta, öz: "Lakin oyunun ruhunu anlamak mümkün değil." -M. Ş. Esendal. 3. Esans: "Bazısı ruh koklatır, bazısı alnına sirke sürer, bazısı kollarını, bileklerini ovuşturur." -H. R. Gürpınar. 4. mec. Canlılık, duygu: "Nesri gibi güzel bir ruhu olan Falih Rıfkı, Türk gazeteciliğini bir vatan hizmeti telakki etmiş ve kutsi bir vazife gibi ifa ediyor." -Y. K. Beyatlı. 5. fel. Bedeni etkin kılan canlılık ilkesi, bedenin hayat gücü.
vedia
is. (vedi:a) esk. 1. Saklanılması, korunması için birine veya bir yere bırakılan eşya, inam, emanet: Vatan sana vediadır. 2. huk. Kendine korunması, saklanması için eşya verilen kimsenin durumunu gösteren sözleşme.
is. (vedi:a) esk. 1. Saklanılması, korunması için birine veya bir yere bırakılan eşya, inam, emanet: Vatan sana vediadır. 2. huk. Kendine korunması, saklanması için eşya verilen kimsenin durumunu gösteren sözleşme.
"emânet" için örnek kullanımlar
Çeliği 'Renkçi' Türk'e emanet etti, Manisa'yı davlumbaz üssü yaptı.
Steel 'colorist' entrusted Turk, Manisa was the base of the hood.
Kaynak: hurriyet.com.trSavunma hattında ise sağ bek Eboue ' ye, sol bek Riera ' ya emanet.
Line of defense in the right-back Eboue to the left, Riera back to safety.
Kaynak: beyazgazete.comBiz bu insanlara canımızı, çoluğumuzu çocuğumuzu nasıl emanet edeceğiz?
We have our lives to these people, how safe will our children?
Kaynak: sonsayfa.comBu vatanı bizlere canları uğruna emanet eden şehitlerimize karşı minnet borcudur.
Against the martyrs souls entrusted to us for the sake of this country debt of gratitude.
Kaynak: haber3.com(Farsça : چوپان- Chupan- Shaban , Pehlevi : shupan ) Gerek ağılda gerek otlakta, kendisine emanet edilen ya da kendine ait koyun , keçi ve
Kaynak: Çoban
Kaynak: Çoban
26 Haziran 1926 tarihli kanunla tekrar ilçe haline getirilerek İstanbul'a bağlanmıştır. Fatih Sultan Mehmet 'in "bu şehri Allah 'a emanet
Kaynak: Çatalca
Kaynak: Çatalca
Örneğin haksız yere adam öldürmek , hırsızlık yapmak, dinde bid'at çıkarmak, rüşvet almak ve vermek, emanet e hıyanet etmek, başkasının
Kaynak: Günah
Kaynak: Günah
Ona emanet edilen klon kumandan ise Kumandan Cody 'dir. İnançlı ve efsanevi bir Jedi Şövalyesi olan Obi-Wan Kenobi, galaksinin kaderinin
Kaynak: Obi-Wan Kenobi
Kaynak: Obi-Wan Kenobi
İmparatorun gözde danışmanı olarak Germenlerin tehdidi altındaki Galya , 20 yılından 19 yılına kadar Agrippa'ya emanet edilir.
Kaynak: Marcus Vipsanius Agrippa
Kaynak: Marcus Vipsanius Agrippa
ın kızı Valeria (Galeria Valeria adıyla da bilinir) ile evlenmiş ve aynı zamanda, İllirya eyaletinin güvenliği kendisine emanet edilmiştir.
Kaynak: Galerius
Kaynak: Galerius
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
