Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

hile ne demek?

 - 5 sözlük, 5 sonuç.

BSTS / İç Hastalıkları Terimleri Sözlüğü

hile anlamı İng. trick, wile, cheating, stratagem, fraud
Bir çıkar nedeniyle hayvanın kusurlarını gizlemek veya daha iyi nitelikte göstermek için yapılan işlemler.

BSTS / Medeni Hukuk Terimleri Sözlüğü

hîle anlamı
aldatma.

BSTS / Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlüğü

hile anlamı İng. 1-2. trick, special effects Osm. 1. trük, trükaj, trik, sinema hilesi Alm.1. Tricks, Filmtricks, Trucaverfahren, Trucaaufnahmen, 2. Tricks, Fernsehtricks Fr. 1. trucag
Sinem. 1. Olağan çevirim uygulayımlarıyla gerçekleştirilmesi güç, pahalı, tehlikeli, zaman alıcı ya da olanaksız bulunan işlemlerin, optik, mekanik, kimyasal bazı özelliklerden yararlanılarak yapılanı; bu yolla elde edilen olağandışı, olağanüstü sonuçlar. TV. 2. Sinemadakine benzer sonuçların televizyonda elektronik yöntemlerle elde edileni.

Güncel Türkçe Sözlük

hile anlamı
is. (hi:le) 1. Birini aldatmak, yanıltmak için yapılan düzen, dolap, oyun, desise, entrika: "Gayet basit bir hile ile, saflığından istifade ederek işi başardı." -R. H. Karay. 2. Çıkar sağlamak için bir şeye değersiz bir şey katma: Bu sütte hile var.

Türkçe - İngilizce

hile anlamı
isim
1) trick
2) deceit
3) cheating
4) fraud
5) deception
6) cheat
7) manipulation
8) ruse
9) subterfuge
10) artifice
11) gimmick
12) trickery
13) ploy
14) collusion
15) rigging
16) rig
17) duplicity
18) flam
19) catch
20) fake
21) maneuver
22) device
23) pretense
24) sham
25) gadget
26) wile
27) chicane
28) imposture
29) plant
30) practice
31) have
32) gammon
33) gambit
34) dodge
35) decoy
36) adulteration
37) false pretenses
38) humbug
39) do
40) flimflam
41) finesse
42) cobweb
43) sell
44) cross
45) craft
46) gouge
47) wheeling and dealing
48) sleight of hand
49) slyness
50) tortuosity
51) arts
52) canard
53) gaff
54) dupery
55) doubling
56) manoeuvre
57) rip-off
58) jiggery-pokery
59) hoky-poky
60) hokey-pokey
61) hocus-pocus
62) have-on
63) hanky-panky

hile eş anlamlısı

desise
is. (desi:se) esk. Aldatma, oyun, düzen, hile, entrika.
dolap
is. 1. Genellikle tahtadan yapılmış, bölme veya çekmelerine eşya konulan kapaklı mobilya: "Hemen aynalı dolabını açtı, en iyi çarşafını çıkararak acele giyinmeye başladı." -P. Safa. 2. Dönerek çalışan ve özellikle su çeken düzen: Kuyu dolabı. 3. Dönme dolap. 4. İstanbul bedesteninde dükkân: Bedestende iki dolap tutuyor. 5. tiy. Orta oyununda sahnede dükkân veya ev olarak kullanılan dekor. 6. mec. Düzen: Çevrilen dolabı sezdi.
oyun
is. 1. Vakit geçirmeye yarayan, belli kuralları olan eğlence: Tenis, tavla, dama, çelik çomak, bale oyundur. 2. Kumar: "Bazıları oyun başından kalkar kalkmaz her şeyi unuturlar." -P. Safa. 3. Şaşkınlık uyandırıcı hüner: Hokkabazın oyunu. Cambazın oyunu. 4. Tiyatro veya sinemada sanatçının rolünü yorumlama biçimi. 5. Müzik eşliğinde yapılan hareketlerin bütünü: Zeybek oyunu. "Büyük annem yeni dansları eski kabakçı Arapların oyunu kadar bile güzel bulmuyor." -H. E. Adıvar. 6. Seslendirilmek veya sahnede oynanmak için hazırlanmış eser, temsil, piyes. 7. Bedence ve kafaca yetenekleri geliştirmek amacıyla yapılan, çevikliğe dayanan her türlü yarışma: Olimpiyat oyunları. Akdeniz oyunları. 8. sp. Güreşte rakibini yenmek için yapılan türlü biçimlerde şaşırtıcı hareket. 9. sp. Teniste, tavlada taraflardan birinin belirli sayı kazanmasıyla elde edilen sonuç. 10. mec. Hile, düzen, desise, entrika: "Atatürk hiçbir zaman onların oyununa kanmış değildir." -H. Taner.

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.