ansızın ne demek?
- 2 sözlük, 2 sonuç.Güncel Türkçe Sözlük
ansızın anlamı
zf. (a'nsızın) Hatıra gelmeyen bir sırada, ani, anide, aniden, ansız, apansız, apansızın, birden, birdenbire, dangadak, durup dururken, gürpedek, larpadak, patadak, pattadak, rappadak, şakkadak, şapadanak, şappadak, şırakkadak, bedaheten, fücceten, nagehan, vehleten: "Zehra'nın bu ansızın ölümü, bütün felaketlerin üzerine yaman bir tüy dikmişti." -O. C. Kaygılı.
zf. (a'nsızın) Hatıra gelmeyen bir sırada, ani, anide, aniden, ansız, apansız, apansızın, birden, birdenbire, dangadak, durup dururken, gürpedek, larpadak, patadak, pattadak, rappadak, şakkadak, şapadanak, şappadak, şırakkadak, bedaheten, fücceten, nagehan, vehleten: "Zehra'nın bu ansızın ölümü, bütün felaketlerin üzerine yaman bir tüy dikmişti." -O. C. Kaygılı.
Türkçe - İngilizce
ansızın anlamı
zarf
1) suddenly
2) abruptly
3) all of a sudden
4) pop
5) slap
6) at unawares
7) on a sudden
sıfat
1) out-of-the-blue
zarf
1) suddenly
2) abruptly
3) all of a sudden
4) pop
5) slap
6) at unawares
7) on a sudden
sıfat
1) out-of-the-blue
ansızın eş anlamlısı
ani
sf. (a:ni:) 1. Ansızın yapılan: "Ani bir hareketle Çakır'ın omzunu kavradı, öne itti, sonra aynı kuvvetle geri çekip bastırdı," -T. Buğra. 2. zf. Ansızın, birdenbire: "Öyle ani ve haşin çıkmıştı ki bu soru, karşıdaki boş bulunup ismini söyledi" -E. Şafak.
sf. (a:ni:) 1. Ansızın yapılan: "Ani bir hareketle Çakır'ın omzunu kavradı, öne itti, sonra aynı kuvvetle geri çekip bastırdı," -T. Buğra. 2. zf. Ansızın, birdenbire: "Öyle ani ve haşin çıkmıştı ki bu soru, karşıdaki boş bulunup ismini söyledi" -E. Şafak.
anide
zf. (a:ni:de) esk. Ansızın.
zf. (a:ni:de) esk. Ansızın.
aniden
zf. (a:niden) Ansızın.
zf. (a:niden) Ansızın.
ansız
sf. 1. hlk. Anlayışsız, akılsız. 2. zf. (a'nsız) Ansızın.
sf. 1. hlk. Anlayışsız, akılsız. 2. zf. (a'nsız) Ansızın.
apansız
zf. (a'pansız) Ansızın.
zf. (a'pansız) Ansızın.
apansızın
zf. (a'pansızın) Ansızın.
zf. (a'pansızın) Ansızın.
bedaheten
zf. (beda:he'ten) esk. 1. Ansızın. 2. Düşünmeksizin.
zf. (beda:he'ten) esk. 1. Ansızın. 2. Düşünmeksizin.
birden
zf. 1. Bir defada. 2. Ansızın: "Sokakta yürürken birden durup yukarı bakarmışım." -A. Ağaoğlu. 3. Birlikte, beraberce, hepsi bir arada: "Üçümüz birden sürükleyerek şilteyi de dışarı çıkardık." -A. Kutlu.
zf. 1. Bir defada. 2. Ansızın: "Sokakta yürürken birden durup yukarı bakarmışım." -A. Ağaoğlu. 3. Birlikte, beraberce, hepsi bir arada: "Üçümüz birden sürükleyerek şilteyi de dışarı çıkardık." -A. Kutlu.
birdenbire
zf. (birde'nbire) Ansızın: "Bu kelime, birdenbire insana şöyle bir irkilme verir." -N. F. Kısakürek.
zf. (birde'nbire) Ansızın: "Bu kelime, birdenbire insana şöyle bir irkilme verir." -N. F. Kısakürek.
dangadak
zf. 1. Ansızın. 2. Damdan düşer gibi.
zf. 1. Ansızın. 2. Damdan düşer gibi.
gürpedek
zf. (gü'rpedek) Ansızın.
zf. (gü'rpedek) Ansızın.
larpadak
zf. (la'rpadak) Ansızın: Larpadak yakaladı.
zf. (la'rpadak) Ansızın: Larpadak yakaladı.
nagehan
zf. (na:gehan) esk. Ansızın.
zf. (na:gehan) esk. Ansızın.
patadak
zf. (pa'tadak) Ansızın: "Ellerim kulaklarımda olduğundan ikide birde patadak odanın ortasına yuvarlanıyorum." -H. R. Gürpınar.
zf. (pa'tadak) Ansızın: "Ellerim kulaklarımda olduğundan ikide birde patadak odanın ortasına yuvarlanıyorum." -H. R. Gürpınar.
pattadak
zf. (pa'ttadak) Ansızın: "Bugün böyle, yarın şöyle derken, hiç olmadığı bir adam oldu; geveze, övünme meraklısı, ağzına geleni pattadak söyleyen!" -A. İlhan.
zf. (pa'ttadak) Ansızın: "Bugün böyle, yarın şöyle derken, hiç olmadığı bir adam oldu; geveze, övünme meraklısı, ağzına geleni pattadak söyleyen!" -A. İlhan.
rappadak
zf. (ra'ppadak) Ansızın.
zf. (ra'ppadak) Ansızın.
şakkadak
zf. (şa'kkadak) Ansızın: "İşte böyle bir gün adamın hatasını şakkadak suratına vururlardı." -Ö. Seyfettin.
zf. (şa'kkadak) Ansızın: "İşte böyle bir gün adamın hatasını şakkadak suratına vururlardı." -Ö. Seyfettin.
şapadanak
zf. (şapa'danak) 1. Ansızın: Şapadanak sorar. 2. "Şap" diye ses çıkarak: Şapadanak düşüp bayılacaktım.
zf. (şapa'danak) 1. Ansızın: Şapadanak sorar. 2. "Şap" diye ses çıkarak: Şapadanak düşüp bayılacaktım.
şappadak
zf. (şa'ppadak) tkz. 1. Ansızın. 2. Ani bir "şapırtı" sesi çıkararak: "Sonra şappadak alnımdan öpersin." -E. E. Talu.
zf. (şa'ppadak) tkz. 1. Ansızın. 2. Ani bir "şapırtı" sesi çıkararak: "Sonra şappadak alnımdan öpersin." -E. E. Talu.
şırakkadak
zf. (şıra'kkadak) Ansızın: Şırakkadak düşüp bayıldı.
zf. (şıra'kkadak) Ansızın: Şırakkadak düşüp bayıldı.
vehleten
zf. (ve'hleten) esk. 1. İlk anda. 2. Ansızın.
zf. (ve'hleten) esk. 1. İlk anda. 2. Ansızın.
"ansızın" için örnek kullanımlar
Ansızın beni o hücreden dışarı çıkarıp bir diğerini açtılar.
All of a sudden another one out and opened me to the cell.
Kaynak: haber10.comOğul Cemil 'ansızın çıkar gelir' diye elleri yüreğinde bekledi Berfo!
Cemil Son 'comes up all of a sudden, "he waited for his heart Berfo hands!
Kaynak: blog.milliyet.com.trÖlüm; ruhun bedene olan bağlılığının sona ermesi olup ansızın gelir.
Death of the soul is to the body's commitment to ending comes suddenly.
Kaynak: anamurekspres.comGökmen ansızın divane oldu bu ne dert, nu ne aşk, bu ne huydur.
What trouble did this happen all of a sudden Gökmen spoon, nu love what you do, what huydur.
Kaynak: ozgurkocaeli.com.trFransızca anlık, ansızın anlamındaki "instantané" kelimesinden gelir. Fotoğrafçılık ta fotoğraf makinesi nde, ışıklama süresini belirlemek
Kaynak: Enstantane
Kaynak: Enstantane
Kara toprak ver yarimi,Bir sabah ansızın,Elimden aldığın gibi. Gönül ferman dinlemiyor,Bu ayrılık çok acı. Gönül ferman dinlemiyor,Yok mu
Kaynak: Gönül Ferman Dinlemiyor (şarkı)
Kaynak: Gönül Ferman Dinlemiyor (şarkı)
Şarkılar seni söyler, dillerde nağme adın, ‘Gönül penceresinden ansızın bakıp geçtin gibi çok tanınmış Türk müziği eserlerinin
Kaynak: Muzaffer İlkar
Kaynak: Muzaffer İlkar
Septisemi belirtileri ateş, şok, ayakta duramayacak kadar halsizlikle birlikte kan basıncının ansızın düşmesidir. Hasta kendini çok kötü
Kaynak: Sepsis
Kaynak: Sepsis
House of Pain Truth Crushed To Earth Shall Rise Again adlı üçüncü albümün çıkmasından hemen sonra 1996'da ansızın dağıldı. Albümün çıktığı
Kaynak: Everlast
Kaynak: Everlast
bazen de ansızın karşılaşabilecek olaylar da olabilir, (şimşek çakması gibi). Bu sebepten dindar Museviler açık başla beraha
Kaynak: Kipa
Kaynak: Kipa
Genelde sessiz tavırlar sergileyen Myung sahnede yaptığı Myung Tackle diye bilinen hareketi de ansızın yaptığı biraz olsun komik ve beğeni
Kaynak: John Myung
Kaynak: John Myung
Boris'in Nisan 1605'te ansızın ölmesinden sonra Boris'in oğlu II. Fyodor 'u ortadan kaldırmak için harekete geçti ve Düzmece Dimitri 'ye
Kaynak: IV. Vasili
Kaynak: IV. Vasili
Ancak konuşma sırasında ansızın bir vampirin saldırısına uğrarlar. Buffy yaratığı kolayca toza çevirir. Müdür Snyder, Buffy ve
Kaynak: Band Candy
Kaynak: Band Candy
Sinyalin frekansı ansızın bir artış gösterir, bu durum Dünya 'nın Güneş etrafında dolanırkenki hızının yaklaşık kırk katı hızla kendi
Kaynak: Radyo kaynağı SHGb02+14a
Kaynak: Radyo kaynağı SHGb02+14a
Üçüncü sezonla ilgili çeşitli ertelemelerden sonra, Chappelle'in diziden ayrılmasıyla dizinin prodüksiyonu ansızın sonlandırıldı.
Kaynak: Chappelle's Show
Kaynak: Chappelle's Show
Babası 1605'te ansızın öldüğünde Fyodor devlet yönetimi konusunda yeterince bilgiliydi. 23 Nisan 1605'te tahta çıktı. Ama IV. İvan 'ın
Kaynak: II. Fyodor
Kaynak: II. Fyodor
sırasında muhalefet partileriyle birlikye oy kullanmaları üzerine genel seçimlere gitme kararı aldı (1980 ).Seçim kampanyası sırasında ansızın öldü.
Kaynak: Masayoshi Ōhira
Kaynak: Masayoshi Ōhira
Film, Darjeeling Limited filmindeki kardeşlerden Jack ve kendisini Paris'te ansızın ziyaret eden eski kız arkadaşı (Natalie Portman)
Kaynak: Hotel Chevalier
Kaynak: Hotel Chevalier
Kısa bir eğlenceden sonra ansızın Ahmet'i kıskıvrak bağlarlar. Hiç acımasız elini, kolunu , bacağını parça parça edip sazlığın oraya
Kaynak: Molla Ahmet Efe
Kaynak: Molla Ahmet Efe
istasyon ise içindeki mürettebatıyla birlikte ansızın ortadan kaybolmuştur. Buna rağmen Dünya Gücü, kararlılığını göstermek amacıyla kısa
Kaynak: Babylon 5
Kaynak: Babylon 5
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
