Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

kalıntı ne demek?

 - 12 sözlük, 12 sonuç.

BSTS / Biyoloji Terimleri Sözlüğü

kalıntı anlamı İng. relict Alm.Hinterbliebeine, Relikt Fr. relique
Daha önce faal olan fakat evrim sırasında fonksiyonunu kaybeden herhangi bir organ ya da yapı.

BSTS / Gramer Terimleri Sözlüğü

kalıntı anlamı
bakınız» eski.

BSTS / Halkbilim Terimleri Sözlüğü

kalıntı anlamı İng. survival Osm. bakiye Alm. Überlebsei Fr.survivance
Değişen tarihsel ve toplumsal etkilere karşı büyük bir direnç göstererek geçmişteki köken, olgu, özellik ve görünümleri bakımından çok az değişikliğe uğramış olan ve bulundukları toplumsal düzen içinde, düzenin işleyişine uygun mantıksal bir durum göstermeyen halkbilim ürünleri, bakınız» halkbilim.

BSTS / Hayvan Besleme ve Beslenme Hastalıkları Terimleri Sözlüğü

kalıntı anlamı İng. residue, remainder
Bir maddenin orijinal bileşenlerinden bir kısmının alınmasından sonra geriye kalan kısmı.

BSTS / Metalbilim İşlem Terimleri Sözlüğü

kalıntı anlamı İng. inclusion Osm. enklüzyon Alm. Einschluss Fr.inclusion
Metallerin erimesi sırasında, dışık gibi çıkmayıp katılaşarak yapıda kalan sülfür, nitrür vb. özdek.

BSTS / Tecim, Maliye, Sayışmanlık ve Güvence Terimleri Sözlüğü

kalıntı anlamı İng. balance Osm. bakiye Fr. solde
Bir sayışımın alacaklı değeri ile borçlu değeri arasındaki fark.

BSTS / Toplumbilim Terimleri

kalıntı anlamı İng. résidu Osm.bakiye Fr. résidu
(Pareto) Eski düzene özgü olup, toplumsal değişmelerden sonra da varlığını bir süre daha sürdüren ekin öğeleri.

BSTS / Uygulayım Terimleri Sözlüğü

kalıntı anlamı İng. inclusion Osm. enklüzyon Fr. inclusion
metalbilim: Metallerin erimeleri sırasında, dışık gibi çıkmayıp katılaşarak yapıda kalan sülfür, nitrür vb. özdek.

BSTS / Yerbilim Terimleri Sözlüğü

kalıntı anlamı İng. Palimsest Alm.Relikt Fr. résiduel
Başkalaşmış kayaçlarda, ilkel dokusu korunmuş yapı.

Güncel Türkçe Sözlük

kalıntı anlamı
is. 1. Artıp kalan şey, bakiye. 2. Eski çağlardan kalmış şehir veya yapı, ören, harabe: "Efes, Bergama'nın kalıntıları, ulaştıkları uygarlığı serer gözler önüne." -N. Cumalı. 3. İz, işaret. 4. mec. Bir toplum, kültür, uygarlık vb.nden artakalan şey: "Bu babacan, filozof ve hazırcevap insanlar kuşağı, tükenen bir görgü devrinin son kalıntıları gibidir." -H. Taner.

Türkçe - İngilizce

kalıntı anlamı
isim
1) residue
2) residual
3) hangover
4) relic
5) ruins
6) remnant
7) remainder
8) rest
9) rump
10) carcase
11) carcass
12) end
13) waif
14) spoils

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

kalıntı anlamı
Olduğu yerde geceleyen, eve gelmeyen kimse.

Çankırı

kalıntı eş anlamlısı

bakiye
is. esk. 1. Artık, artan, kalan, geri kalan şey: "Hastanelerde boş yatak kalmamış, çoğunda ikişer kişi, bakiyesini bahçeye yatırıyorlar." -A. İlhan. 2. Kalıntı: "Bunun bir eski ev değil, dünyayı terk etmişlere mahsus bir manastır bakiyesi olduğunu anlardım." -A. Ş. Hisar. 3. ekon. Alacak ve borçlar arasındaki fark.
harabe
is. (hara:be) 1. Yıkılmış veya yıkılmaya yüz tutmuş yapı, yıkı: "Bu harabenin bir değirmen olduğunu hatırladım." -S. F. Abasıyanık. 2. Kalıntı: "Harabeyi dolaşırken ara sıra perişan kalabalıklara rast geliyoruz." -F. R. Atay.
işaret
is. (işa:ret) 1. Anlam yükletilen şey, anlamlı iz, im: Noktalama işaretleri. 2. Belirti, gösterge, alamet. 3. El, yüz hareketleriyle gösterme: "Artık işaretleri bırakmış, konuşuyor, bir taraftan da saçlarını düzeltiyor." -R. H. Karay.
iz
is. 1. Bir şeyin geçtiği veya önce bulunduğu yerde bıraktığı belirti, nişan, alamet, emare: "Nihayet bir dönemeçte izlerin sahibini gördüm." -S. F. Abasıyanık. 2. Bir şeyin dokunmasıyla geride kalan belirti: "Yüzünde birtakım diş ve tırnak izleri vardı." -Y. K. Karaosmanoğlu. 3. Bir olay veya bir durumdan geride kalan belirti, ipucu, emare: Cinayet izleri. 4. Bir olay, bir durum veya yaşayıştan geride kalan belirti, eser: O çağ uygarlığından iz kalmadı. 5. mat. Bir düzlemin başka bir düzlemle veya bir doğru ile kesişmesinden doğan ara kesit.
ören
is. Kalıntı.

"kalıntı" için örnek kullanımlar

Avrupa'da bulunan en eski kadavra olarak nitelenen kalıntı, Paris'teki Tıp Tarihi Müzesi'nde sergilenecek.
Residue known as the corpse of the oldest in Europe, will be exhibited at the Museum of the History of Medicine in Paris.
Kaynak: teknokulis.com
Çoğu zaman süpernova patlamasının ardından merkeze çöken kalıntı yıldız oldukça yoğun olan nötron yıldızlarını oluşturur.
Most of the time, then the center of supernova remnant star collapsing creates a very dense neutron stars.
Kaynak: ekonomi.haberturk.com
Avrupa'nın en eski kadavrası bulundu 800 yıllık kalıntı, Ortaçağ'da tıp bilimininsanılandan çok daha ileri olduğunu ortaya çıkardı.
800 years of Europe's oldest remains found in cadavers, medical bilimininsanılandan much further revealed that in the Middle Ages.
Kaynak: yenicaggazetesi.com.tr
Kalıntı, bir işlem veya süreç sonucunda arta kalan şeydir; artık, bakiye. Arkeoloji de kalıntı, eski çağlardan kalmış şehir veya yapıdır
Kaynak: Kalıntı
Biyokimya ve moleküler biyoloji de bir kalıntı (veya rezidü), bir polisakkarit , protein veya nükleik asit polimer in içine dahil olmuş
Kaynak: Kalıntı (biyokimya)
Diğer iyi bilinen yaşlı süpernova kalıntıları, Tycho'ya dahil (SN 1572 ), kalıntı adını daha sonra Tycho Brahe 'den almış ve asıl patlama
Kaynak: Süpernova kalıntıları
Yozgat Çamlığı Millî Parkı, İç Anadolu 'da insan etkisi ile meydana gelen step içerisinde yer alan sayılı kalıntı ormanlardan biridir.
Kaynak: Yozgat Çamlığı Millî Parkı
Oda sıcaklığına kadar yapılan konvansiyonel soğutmayla bu tür çeliklerin bünyesinde yüksek oranda kalıntı östenit olarak adlandırılan
Kaynak: Sıfır altı işlem
Cumhuriyeti 'nde Sincan Uygur Özerk Bölgesi 'nin kuzeydoğusunda, Sanci Hui Özerk İli 'inde Jimisar İlçesi içinde tarihi bir kalıntı şehirdir.
Kaynak: Beşbalık
Amino asitler birbiriyle reaksiyona girdikten sonra meydan gelen polimerde bu amino asitlerden arta kalan birimlere amino asit kalıntı
Kaynak: Protein yapısı
Dönüşler iki uç kalıntı arasındaki ayrılmanın miktarına göre sınıflandırılır. α-dönüşte uçtaki kalıntılar arasında dört kalıntı vardır (i
Kaynak: Dönüş (biyokimya)
sayesinde bağ geometrisinin belirlenmesi, ve (2) onun, sarmaldaki bir dönmede bulunan kalıntı sayısı konusundaki varsayımından vazgeçmesi oldu.
Kaynak: Alfa sarmal
Tarihinin daha eskilere gidebileceğine dair köyde hiç bir kalıntı yoktur. Mezarlıkları bunun için en belirgin delildir. hiç bir kalıntı izi
Kaynak: Yazıkışla, Boğazlıyan
Tatbik edilen ilaçların kısa sürede ışık, ısı ve nem tesiri ile parçalanıp kalıntı bırakmayacağını düşünmek imkansızdır. Her ilaç
Kaynak: Toprak kirliliği
Bu dağda Hıristiyanlık , Müslümanlık -ve son olarak Bahailik - için kutsal bir kalıntı olan İlyas Peygamber in mağarası vardır.
Kaynak: Hayfa
Cauchy integral teoremi ayrıca Cauchy integral formülü 'nün ve rezidü (kalıntı) teoreminin kanıtlanmasını da sağlar. Ayrıca bakınız
Kaynak: Cauchy integral teoremi
Ayrıca, etimologlar artık hakkında doğrudan bilgi edinilemeyecek ölü diller hakkında, kalıntı ve bulguları takip ederek çeşitli sonuçlar
Kaynak: Köken bilimi

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.