kıvranmak ne demek?
- 3 sözlük, 4 sonuç.Güncel Türkçe Sözlük
kıvranmak anlamı
(nsz) 1. Ağrı, sancı gibi bedensel veya korku, heyecan gibi ruhsal nedenlerle vücut eğilip bükülmek: "Hasta, yorganın altında biraz kıvranarak devam etti." -P. Safa. 2. mec. Acı çekmek, üzülmek: "Yıllardan beri düşmanların eline düşmüş olan bu kıymetli vatanın sönmez matemlerini tutar, elemler içinde kıvranmaktan acı bir haz duYarım." -Ö. Seyfettin. 3. mec. Bir şeye çok gereksinim duymak: Su, su diye kıvrandı.
(nsz) 1. Ağrı, sancı gibi bedensel veya korku, heyecan gibi ruhsal nedenlerle vücut eğilip bükülmek: "Hasta, yorganın altında biraz kıvranarak devam etti." -P. Safa. 2. mec. Acı çekmek, üzülmek: "Yıllardan beri düşmanların eline düşmüş olan bu kıymetli vatanın sönmez matemlerini tutar, elemler içinde kıvranmaktan acı bir haz duYarım." -Ö. Seyfettin. 3. mec. Bir şeye çok gereksinim duymak: Su, su diye kıvrandı.
Türkçe - İngilizce
kıvranmak anlamı
fiil
1) writhe
2) be pinched
3) squirm
4) be convulsed
5) thrash
6) wriggle
7) agonize
8) suffer
9) thrash about
10) twist
fiil
1) writhe
2) be pinched
3) squirm
4) be convulsed
5) thrash
6) wriggle
7) agonize
8) suffer
9) thrash about
10) twist
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
kıvranmak anlamı
1. Bir şeyin çevresinde dönmek. 2. Bir şeyi ele geçirmek için uğraşmak : Ahmet şu tarlayı almak için kıvranıp duruyor.
1. Bir şeyin çevresinde dönmek. 2. Bir şeyi ele geçirmek için uğraşmak : Ahmet şu tarlayı almak için kıvranıp duruyor.
kıvranmak anlamı
İki büklüm bir halde gezmek, dolaşmak.
İki büklüm bir halde gezmek, dolaşmak.
Bağıllı *Gelendost -Isparta
Söğüt,, Honaz -Denizli
*Bergama -İzmir
*Alaşehir -Manisa
*Kurşunlu -Çankırı
*Taşova, *Merzifon -Amasya
Bayadı -Ordu
-Trabzon
-Gaziantep
-Hatay
*Gürün -Sivas
Bahçeli *Bor -Niğde
-Konya
Civanyaylağı -İçel
*Lüleburgaz -Kırıkkale
-Edirne
kıvranmak eş anlamlısı
üzülmek
(nsz) 1. Üzme işine konu olmak: "Karısının düştüğü bu hâle üzülmek şöyle dursun ona çok defa dadı kalfa muamelesi etmekten çekinmezdi." -R. N. Güntekin. 2. Üzüntü duymak, kaygılanmak: "Bu apartmandan başka yere gideceksiniz diye üzülüyorum." -P. Safa.
(nsz) 1. Üzme işine konu olmak: "Karısının düştüğü bu hâle üzülmek şöyle dursun ona çok defa dadı kalfa muamelesi etmekten çekinmezdi." -R. N. Güntekin. 2. Üzüntü duymak, kaygılanmak: "Bu apartmandan başka yere gideceksiniz diye üzülüyorum." -P. Safa.
"kıvranmak" için örnek kullanımlar
Döndürmek, çevirmek, kıvranmak gibi anlamlar içerir. Evren (kainat) aslında bir ejderhadır, tıpkı ejderha gibi evren de büyük ve
Kaynak: Ejderha
Kaynak: Ejderha
Yakın Kelimeler
(Tahmin etmek için bir harf girin)
