kip ne demek?
- 13 sözlük, 22 sonuç.BSTS / Dilbilgisi Terimleri Sözlüğü
kip anlamı İng. paradigme Osm. sıyga, fiil tasrifi Alm. Paradigma Fr. paradigme
(Derleme.. şekil, çekim örneği) Eylemlerde belirli bir zamanla birlikte konuşanın, dinleyenin ve hakkında konuşulanın tekil ya da çoğul olarak belirtilmiş biçimi: Bildirme kipleri, isteme kipleri vb.
(Derleme.. şekil, çekim örneği) Eylemlerde belirli bir zamanla birlikte konuşanın, dinleyenin ve hakkında konuşulanın tekil ya da çoğul olarak belirtilmiş biçimi: Bildirme kipleri, isteme kipleri vb.
BSTS / Dilbilim Terimleri Sözlüğü
kip anlamı Osm. sıyga Fr. mode
Bir fiile, bildirdiği zaman ve kişi kavramları dışında olarak konuşan tarafından başka düşünce veya duygular katıldığını anlatan türlü çekim şekilleri. bakınız» Salt kip, gelişimli kipler, ulaç,
Bir fiile, bildirdiği zaman ve kişi kavramları dışında olarak konuşan tarafından başka düşünce veya duygular katıldığını anlatan türlü çekim şekilleri. bakınız» Salt kip, gelişimli kipler, ulaç,
BSTS / Felsefe Terimleri Sözlüğü
kip anlamı İng. mode, mood Osm. hal, tavır, cihet Lat.modus Alm. Modus Fr. mode
(Lat. modus = ölçü, kural) : (Klasik mantıkta) Tasımın çıkarım kuralları. // Her tasım belli bir kipe göre kurulmuştur ve tasımın kipi ile -> figürü arasında bir ilgi vardır. 4 tasım figüründe toplam olarak 19 tasım kipi vardır: barbara, celarent vb.
(Lat. modus = ölçü, kural) : (Klasik mantıkta) Tasımın çıkarım kuralları. // Her tasım belli bir kipe göre kurulmuştur ve tasımın kipi ile -> figürü arasında bir ilgi vardır. 4 tasım figüründe toplam olarak 19 tasım kipi vardır: barbara, celarent vb.
BSTS / Fizik Terimleri Sözlüğü
kip anlamı İng. mode Osm. mod Alm. Schwingungsart Fr. mode
Tel, yay, kovuk ya da dalgalı akım cevrimi gibi titreşebilen yapıların değişiksıktıkta titreşim biçimleri.
Tel, yay, kovuk ya da dalgalı akım cevrimi gibi titreşebilen yapıların değişiksıktıkta titreşim biçimleri.
BSTS / Fiziksel Kimya Terimleri Sözlüğü
kip anlamı İng. mode Alm. Werse Fr. mode Jap. môdô
Birbirine karışmadan incelenebilen titreşim ya da devinim biçimlerinden her biri.
Birbirine karışmadan incelenebilen titreşim ya da devinim biçimlerinden her biri.
BSTS / Gramer Terimleri Sözlüğü
kip anlamı İng. mood, mode Osm.sîga Alm. Modus Fr.mode
Kök ve gövde durumundaki fiilin bildirdiği oluş ve kılışın; konuşan, dinleyen ya da kendisinden söz edilen şahıslar açısından ne biçimde, ne tarzda yansıtıldığını gösteren bir Gramer kalıbı, bir anlatım biçimi. başladım, başlıyorsun, tatlandırmış, yuvarlanacaklar vb. Türkçede kipler bildirme kipleri ve tasarlama kipleri olarak ikiye ayrılır. Bunlara bakınız»
Kök ve gövde durumundaki fiilin bildirdiği oluş ve kılışın; konuşan, dinleyen ya da kendisinden söz edilen şahıslar açısından ne biçimde, ne tarzda yansıtıldığını gösteren bir Gramer kalıbı, bir anlatım biçimi. başladım, başlıyorsun, tatlandırmış, yuvarlanacaklar vb. Türkçede kipler bildirme kipleri ve tasarlama kipleri olarak ikiye ayrılır. Bunlara bakınız»
BSTS / Türk Dünyası Gramer Terimleri Kılavuzu
kip anlamı
Azerbaycan Türkçesi: fe'l forması ~ şäkil; Türkmen Türkçesi: iişlik forması; Gagauz Türkçesi: çalım; Özbek Türkçesi: mayl; Uygur Türkçesi: mäyl; Tatar Türkçesi: nakloneniye ~ fiğıl' törkemçäse; Başkurt Türkçesi: höykäleş;Kmk: bagış; Krç.-Malk.: turuş; Nogay Türkçesi: türkîm; Kazak Türkçesi: ray; Kırgız Türkçesi: ıngay;Alt:: keber; Hakas Türkçesi: nakloneniye; Tuva Türkçesi: nakloneniye; Şor Türkçesi: nakloneniye; Rusça: nakloneniye
Azerbaycan Türkçesi: fe'l forması ~ şäkil; Türkmen Türkçesi: iişlik forması; Gagauz Türkçesi: çalım; Özbek Türkçesi: mayl; Uygur Türkçesi: mäyl; Tatar Türkçesi: nakloneniye ~ fiğıl' törkemçäse; Başkurt Türkçesi: höykäleş;Kmk: bagış; Krç.-Malk.: turuş; Nogay Türkçesi: türkîm; Kazak Türkçesi: ray; Kırgız Türkçesi: ıngay;Alt:: keber; Hakas Türkçesi: nakloneniye; Tuva Türkçesi: nakloneniye; Şor Türkçesi: nakloneniye; Rusça: nakloneniye
Divanü Lügati't-Türk
kip anlamı
kalıp, benzer, öğür
kalıp, benzer, öğür
Güncel Türkçe Sözlük
kip anlamı
is. db. 1. Fiillerde belirli bir zamanla birlikte konuşanın, dinleyenin ve hakkında konuşulanın, teklik veya çokluk olarak belirtilmiş biçimi, sıyga. 2. fel. Değişebilen, geçici nitelik, san karşıtı: Bir maddenin biçimi bir kiptir, ağırlığı ise sanlarından biridir. 3. sf. hlk. Uygun, tıpatıp gelen. 4. sf. hlk. Sağlam, dayanıklı. 5. esk. Örnek, kalıp.
is. db. 1. Fiillerde belirli bir zamanla birlikte konuşanın, dinleyenin ve hakkında konuşulanın, teklik veya çokluk olarak belirtilmiş biçimi, sıyga. 2. fel. Değişebilen, geçici nitelik, san karşıtı: Bir maddenin biçimi bir kiptir, ağırlığı ise sanlarından biridir. 3. sf. hlk. Uygun, tıpatıp gelen. 4. sf. hlk. Sağlam, dayanıklı. 5. esk. Örnek, kalıp.
İngilizce - Türkçe
kip anlamı
fiil
1) uyumak
2) yatmak
3) uzanmak
isim
1) uyuklama
2) şekerleme
3) misafirhane
4) pansiyon
5) yavru hayvan derisi
6) yatak
fiil
1) uyumak
2) yatmak
3) uzanmak
isim
1) uyuklama
2) şekerleme
3) misafirhane
4) pansiyon
5) yavru hayvan derisi
6) yatak
Kişi Adları Sözlüğü
Kip anlamı Köken: T.
Cinsiyet: Erkek
1. Uygun, uyumlu, idareli. 2. Sağlam, dayanıklı. 3. Şık, zarif, biçimli. 4. Kullanışlı.
Cinsiyet: Erkek
1. Uygun, uyumlu, idareli. 2. Sağlam, dayanıklı. 3. Şık, zarif, biçimli. 4. Kullanışlı.
Tarama Sözlüğü
kip anlamı
Muhkem, iyice
Muhkem, iyice
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
kip anlamı
Uygun, tıpatıp gelen.
Uygun, tıpatıp gelen.
Beyçayır -Çanakkale
-Bilecik
*Gerze -Sinop
-Samsun
*Merzifon ve köyleri -Amasya
Bayadı -Ordu
*Alucra -Giresun
Haçevera *Maçka -Trabzon
-Gümüşhane
// -Rize
Bağlıca *Ardanuç, Çayağzı *Şavşat, Erkinis *Yusufeli -Artvin
-Kars
*Oltu -Erzurum
-Erzincan
-Bitlis
Çepni, *Gemerek, Hacıilyas *Koyulhisar, Maksutlu *Şarkışla -Sivas
*Bor -Niğde
*Develi -Kayseri
-Niğde
-Konya
*Kadirli -Adana
Yapıntı *Mut -İçel
kip anlamı
Sağlam, dayanıklı.
Sağlam, dayanıklı.
-Çanakkale
*Merzifon ve köyleri -Amasya
-Tokat
-Ordu
Gare *Ardeşen -Rize
-Artvin
-Erzincan
*Erciş -Van
-Bitlis
-Diyarbakır
-Maraş
-Elâzığ
-Sivas
-İçel
kip anlamı
Şık, zarif, biçimli.
Şık, zarif, biçimli.
-Ordu
Gare *Ardeşen -Rize
*Ahlat -Bitlis
-Kırşehir
Hamurcu *İncesu -Kayseri
Bahçeli *Bor -Niğde
kip anlamı
Tutumlu, kullanışlı.
Tutumlu, kullanışlı.
Kovay -Amasya
Turan -Kayseri
*Bor -Niğde
kip anlamı
İçi dolu bir çeşit yumuşak sazdan örülmüş hasır.
İçi dolu bir çeşit yumuşak sazdan örülmüş hasır.
Başlamış *Dörtyol -Hatay
kip anlamı
Bitişik, yan: Şöyle kipime gel.
Bitişik, yan: Şöyle kipime gel.
-Erzurum
kip anlamı
1. Dar, sıkı: Ayakkabı kip geldi. 2. Uygun, ölçülü, tıpatıp gelen. 3. Sağlam, dayanıklı. 4. Biçimli, güzel, yakışıklı: Kip delikanlı.
1. Dar, sıkı: Ayakkabı kip geldi. 2. Uygun, ölçülü, tıpatıp gelen. 3. Sağlam, dayanıklı. 4. Biçimli, güzel, yakışıklı: Kip delikanlı.
kip anlamı
Sıkı, bitişik
Sıkı, bitişik
Erzurum
kip anlamı
< ET kip: sıkı; bitişik; dar; boşluksuz, kalıp gibi oturan. || kip dutmak: bitişik ve sımsıkı tutmak || kipleşdirmek: sıkıştırmak
< ET kip: sıkı; bitişik; dar; boşluksuz, kalıp gibi oturan. || kip dutmak: bitişik ve sımsıkı tutmak || kipleşdirmek: sıkıştırmak
kip anlamı
Sıkı, dar, sağlam
Sıkı, dar, sağlam
Artvin Yusufeli Uşhum köyü
kip eş anlamlısı
dayanıklı
sf. 1. Dayanabilen, sağlam, güçlü, mukavim, zorlu, stabil. 2. mec. Metanetli, metin, mütehammil: "Anadolu çocukları ne dayanıklı adamlardır." -F. R. Atay.
sf. 1. Dayanabilen, sağlam, güçlü, mukavim, zorlu, stabil. 2. mec. Metanetli, metin, mütehammil: "Anadolu çocukları ne dayanıklı adamlardır." -F. R. Atay.
kalıp
is. 1. Bir şeye biçim vermeye veya eski biçimini korumaya yarayan araç: "İstenilen kalıplarda ve istenilen nüanslarda heykeller yapılabilir." -P. Safa. 2. Biçki modeli, patron. 3. sf. Genellikle küp biçiminde yapılan: Bir kalıp peynir. İki kalıp sabun. 4. mec. Gösterişli görünüş: Kalıbına bakarsan aslan gibi. 5. mec. Biçim, durum: "Muayyen bir kalıba girecek insana benzemiyordu." -H. E. Adıvar.
is. 1. Bir şeye biçim vermeye veya eski biçimini korumaya yarayan araç: "İstenilen kalıplarda ve istenilen nüanslarda heykeller yapılabilir." -P. Safa. 2. Biçki modeli, patron. 3. sf. Genellikle küp biçiminde yapılan: Bir kalıp peynir. İki kalıp sabun. 4. mec. Gösterişli görünüş: Kalıbına bakarsan aslan gibi. 5. mec. Biçim, durum: "Muayyen bir kalıba girecek insana benzemiyordu." -H. E. Adıvar.
örnek
is. 1. Benzeri yapılacak olan, benzetilmek istenen şey, model: "Cemal Paşa ecnebi mütehassısların yardımı ile örnek çiftlikler de yapmıştır." -F. R. Atay. 2. İncelemek üzere insan ve hayvan vücudunun, bitkinin veya nesnenin herhangi bir yerinden alınan doku parçası, numune: "Vali, burada yapılmış olan peynirlerden bir örnek görmek istedi." -M. Ş. Esendal. 3. Bir şeyin benzeri, tıpkısı, misil: Bu yapının bir örneği daha yoktur. 4. Bir düşünceyi, kuralı, gözlemi veya savı desteklemek ve açıklamak amacıyla ileri sürülen söz, yapılan davranış, misal. 5. Durum ve niteliği benimsenmeye değer kimse veya şey, model, paradigma: "Onların özü sözü birdir. Hayatları bizim için örnektir." -N. Hikmet. 6. sf. En iyi biçimde olan: "İşte örnek bir kadın! Her şeyi biliyor, ama horozlanmıyor!.." -N. Hikmet.
is. 1. Benzeri yapılacak olan, benzetilmek istenen şey, model: "Cemal Paşa ecnebi mütehassısların yardımı ile örnek çiftlikler de yapmıştır." -F. R. Atay. 2. İncelemek üzere insan ve hayvan vücudunun, bitkinin veya nesnenin herhangi bir yerinden alınan doku parçası, numune: "Vali, burada yapılmış olan peynirlerden bir örnek görmek istedi." -M. Ş. Esendal. 3. Bir şeyin benzeri, tıpkısı, misil: Bu yapının bir örneği daha yoktur. 4. Bir düşünceyi, kuralı, gözlemi veya savı desteklemek ve açıklamak amacıyla ileri sürülen söz, yapılan davranış, misal. 5. Durum ve niteliği benimsenmeye değer kimse veya şey, model, paradigma: "Onların özü sözü birdir. Hayatları bizim için örnektir." -N. Hikmet. 6. sf. En iyi biçimde olan: "İşte örnek bir kadın! Her şeyi biliyor, ama horozlanmıyor!.." -N. Hikmet.
sağlam
sf. 1. Dayanıklı, kolay bozulmaz, yıkılmaz, stabil: "En sağlam sütunlar üstünde durduğu sanılan devir, bir karton kale gibi yıkılmıştı." -F. R. Atay. 2. Zarar görmemiş, bozulmamış: Bütün eşya sağlam. 3. Sakatlık veya hastalığı bulunmayan, sağlıklı, sıhhatli: "Zaten bünyesi pek sağlam değildi, sık sık hastalanıyordu." -A. Ümit. 4. Güvenilir: Sağlam iş. Sağlam para. 5. Gerçek, inanılır bir temeli olan: "Böyle sağlam adı nereden bulacaksın." -M. Ş. Esendal. 6. zf. hlk. (sa'ğlam) Her hâlde, muhakkak: "Sağlam bu gece perilere karıştım gitti." -H. R. Gürpınar.
sf. 1. Dayanıklı, kolay bozulmaz, yıkılmaz, stabil: "En sağlam sütunlar üstünde durduğu sanılan devir, bir karton kale gibi yıkılmıştı." -F. R. Atay. 2. Zarar görmemiş, bozulmamış: Bütün eşya sağlam. 3. Sakatlık veya hastalığı bulunmayan, sağlıklı, sıhhatli: "Zaten bünyesi pek sağlam değildi, sık sık hastalanıyordu." -A. Ümit. 4. Güvenilir: Sağlam iş. Sağlam para. 5. Gerçek, inanılır bir temeli olan: "Böyle sağlam adı nereden bulacaksın." -M. Ş. Esendal. 6. zf. hlk. (sa'ğlam) Her hâlde, muhakkak: "Sağlam bu gece perilere karıştım gitti." -H. R. Gürpınar.
sıyga
is. db. esk. Kip: "Yarına kadar hepiniz bilmediğiniz sıygaları, lügatleri öğrenmelisiniz." -Ö. Seyfettin.
is. db. esk. Kip: "Yarına kadar hepiniz bilmediğiniz sıygaları, lügatleri öğrenmelisiniz." -Ö. Seyfettin.
kip zıt anlamlısı
san
is. 1. Ün, şan, şöhret. 2. Bir kimsenin işi, mesleği veya toplum içindeki durumu ile ilgili olarak kullanılan ad, unvan, titr. 3. fel. Herhangi bir şeyi, neyse o yapan nitelik, kip karşıtı.
is. 1. Ün, şan, şöhret. 2. Bir kimsenin işi, mesleği veya toplum içindeki durumu ile ilgili olarak kullanılan ad, unvan, titr. 3. fel. Herhangi bir şeyi, neyse o yapan nitelik, kip karşıtı.
"kip" için örnek kullanımlar
Yerli kip, bilgisayar dünyasında iki farklı formatta lakin aynı anlamı içerecek şekilde kullanılmaktadır: Yerli kip te çalışan yazılımlar
Kaynak: Yerli kip
Kaynak: Yerli kip
Korumalı kip (İngilizce : Protected mode), x86 (286 ve üstü intel ailesi ve uyumlu (AMD,via vb.) ) işlemci lerde bellek adreslerine erişim
Kaynak: Korumalı kip
Kaynak: Korumalı kip
Kiplemenin tersine de kip çözümü denir. Kip çözümü kiplenmiş ses ve taşıyıcı frekansın ayrıştırılmasıdır. Kategori:Modülasyon
Kaynak: Kipleme
Kaynak: Kipleme
Gramer de subjonktif kip, genelde yan cümle lerde kullanılan bir fiil kip idir. Dilek, duygu, olasılık, hüküm, görüş, gereklilik veya
Kaynak: Subjonktif
Kaynak: Subjonktif
Şahıs eki veya kişi eki, yüklem in kişisini (özne yi) belirten ek Fiil kip lerine veya ek-fiil lere eklenerek işin veya oluşun kim
Kaynak: Şahıs eki
Kaynak: Şahıs eki
Türkçede fiil ler haber ve dilek kip ekleri eklenerek zaman ve tasarlama anlamı kazanırlar. Şahıs ekleri ile işin veya oluşun kim
Kaynak: Fiil
Kaynak: Fiil
Fiil çekiminde, dilek kip eklerinden sonra -varsa- şahıs ekleri gelir. Emir kipi: Fiilin yapılmasını emretmek amacıyla kullanılır.
Kaynak: Dilek kipi
Kaynak: Dilek kipi
(eril veya dişil); kişi zamir leri kişi, sayı, cinsiyet ve duruma (hâl); ve fiil ler, kip , zaman , kişi ve özne sayısına göre çekilirler.
Kaynak: Fransızca dil bilgisi
Kaynak: Fransızca dil bilgisi
Yakın Kelimeler
(Tahmin etmek için bir harf girin)
