olumlu
sf. 1. Gözetilen amaca veya beklenilene uygun, yararlı, müspet, pozitif: "Spor sayfalarını okuyarak toplumumuzdaki olumlu gelişmeleri de izleyebilirsiniz." -N. Cumalı. 2. Yapıcı: "Olumlu tip, olumlu sanat diye bir şeyler tutturmuşlardı." -N. Cumalı. 3. Onaylayan, kabul eden, lehte olan: Olumlu bir cevap. 4. Olgulara, deneylere dayalı olarak bazı nitelikleri belli olan, müspet, pozitif. 5. Davranışları beğenilen, yapıcı düşünceleri olan, yararlı.

Akdeniz diyetinin müspet tesirlerinden sorumlu olan muhtemelen sızma zeytinyağı ve kuruyemişlerdi.Kaynak: haberx.com

Her şeyi müspet kullanmalı.Kaynak: haber3.com

Gürses, Türk müzik ve eğlence dünyası için öyle bir fenomendi ki burun kıvırıp dinlemeyenler ve arabeski kategorik olarak reddedenler bile onun dünya değiştirmesine müspet veya menfi bir reaksiyon gösterdi.Kaynak: aksiyon.com.tr

Hem dinî hem de müspet yani pozitif ilimlerin okutulması düşünülen üniversitenin Diyarbakır 'da ve Bitlis 'de de şube fakülteleri
Kaynak: Medresetü'z-Zehra

(şiir), dil bilgisi, Arapça, Farsça gibi dil ve edebiyat dersleri ve matematik, coğrafya, mantık gibi müspet ilimler dersleri okutulurdu.
Kaynak: Enderûn

telepatik tesir, vicdan i tesir, nefsani tesir, müspet tesir, menfi tesir, tesir kuşakları, tesir kademeleri ve tesir konisi terimleri sayılabilir.
Kaynak: Tesir

İngiltere gibi bazı ülkelerde "tersine ayrımcılık" terimi "müspet eylem" şeklinde adlandırılan politikaları tanımlamakta kullanılmaktadır.
Kaynak: Tersine ayrımcılık

Özellikle büyük baş besiciliği ve süt endüstrisi Balcı Köyüne (Cücü Köyü) ve Gayret Mahallesinin (Yazı) gelişimini müspet yönde
Kaynak: Balcı, Bor

Pozitivist yaklaşımıyla ikinci düşünce şeklini seçen Şuayip felsefenin rehberinin müspet ilimler olması gerektiğini ileri sürer ve dini
Kaynak: Ahmet Şuayip

hareketlere katılmaları ihtimalini ortadan kaldırmaktır. Nizamiye Medreseleri esas olarak din , hukuk , dil ve müspet bilim öğretimi yapmışlardır.
Kaynak: İlmiye sınıfı

Trafik sicilinin iyi niyetle hak kazanımını mümkün kılan müspet fonksiyonu olmadığı için taşıtın sahibi olmadığı halde sicilde kayıtlı
Kaynak: Motorlu taşıtların rehni

Ancak arkasında askerî bir başarı ve müspet intibaları olan bir komutan… Mustafa Kemal Atatürk..." "1967'de bindiğimiz trendeki ihtiyar
Kaynak: Yakın Tarihin Gerçekleri

Halen devam etmekte olan bu arama çalışmalarının bugüne kadarki neticeleri müspet olup, köy mülki hudutları içerisinde ekonomik ve dünya
Kaynak: Güzelyurt, Koyulhisar

Kitabında, geleceğin gençliğin elinde bulunduğu ve bu nedenle gelecek kuşakları müspet bilimle eğitmenin önemli olduğu üzerinde durdu.
Kaynak: Zekeriya Sertel

Zaman aşımı… gibi çeşitli gerekçelerle müspet bir sonuç alamamıştır. Battal ve Mustafa Bey kardeşler, Mağaza mevkiindeki “Yıkık Dam”
Kaynak: Battalmustafa, Kula

Yeniden kazanılan milliyetçi ve mukaddesatçı Anadolu gençliği ile MTTB'nin müspet çalışmalarına hız kazandırıldı ve birlik tarihine ve
Kaynak: Millî Türk Talebe Birliği (1946)

1940 yılında Tunçbilek 'te Garp Linyitleri İşletmesi (G.L.İ ) nin kurulması Tavşanlı yöresini ve Beldemizi müspet yönde etkilemiştir..
Kaynak: Tepecik, Tavşanlı

sağlık, hukuk, güvenlik stratejileri ve müspet bilimler | industry | products | revenue 223.01 Milyon ABD Doları (2007) | operating_
Kaynak: RAND Corporation

Kurum, Türkiye'de müspet bilimlerde araştırma ve geliştirme faaliyetlerini ülke kalkınmasındaki önceliklere göre geliştirmek, özendirmek,
Kaynak: TÜBİTAK

Söz konusu müracaat ile ilgili herhangi bir engel yoksa ve inceleme müspet sonuçlanırsa marka, Resmi Marka Bülteni'nde ilan edilir.
Kaynak: Marka

Edimler, müspet edim-menfi edim; kişisel edim maddi edim; ani edim-sürekli edim ve nihayet bölünebilen edim bölünmez edim gibi ayırımlara
Kaynak: Borç