okşamak ne demek?
- 3 sözlük, 5 sonuç.Güncel Türkçe Sözlük
okşamak anlamı
(-i) 1. Sevgi, şefkat belirtisi olarak elini bir şeyin üzerinde yavaş yavaş gezdirmek veya ona hafifçe vurmak: "Oğlan kızın yanına geldi, saçlarını okşuyor." -H. Taner. 2. (nsz) mec. Hafifçe dövmek: . 3. mec. Bir kimseyi hoşnut etmek: "Mektuplarında onun onurunu okşayacak, endişelerini hafifletecek cümleleri artırdı." -Ç. Altan. 4. esk. Benzemek, andırmak, hatırlatmak: Bu iki sarı birbirini okşuyor.
(-i) 1. Sevgi, şefkat belirtisi olarak elini bir şeyin üzerinde yavaş yavaş gezdirmek veya ona hafifçe vurmak: "Oğlan kızın yanına geldi, saçlarını okşuyor." -H. Taner. 2. (nsz) mec. Hafifçe dövmek: . 3. mec. Bir kimseyi hoşnut etmek: "Mektuplarında onun onurunu okşayacak, endişelerini hafifletecek cümleleri artırdı." -Ç. Altan. 4. esk. Benzemek, andırmak, hatırlatmak: Bu iki sarı birbirini okşuyor.
Türkçe - İngilizce
okşamak anlamı
fiil
1) fondle
2) caress
3) pat
4) stroke
5) pet
6) grope
7) dandle
8) canoodle
fiil
1) fondle
2) caress
3) pat
4) stroke
5) pet
6) grope
7) dandle
8) canoodle
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
okşamak anlamı
Benzemek, andırmak.
Benzemek, andırmak.
Alacahöyük -Çorum
Erkinis *Yusufeli -Artvin
okşamak anlamı
Benzemek.
Benzemek.
Çorum
Yozgat
*Bünyan Kayseri
okşamak anlamı
Okşamak
Okşamak
Adana, Osmaniye
okşamak eş anlamlısı
andırmak
(-i) Benzer yanları bulunmak, çağrıştırmak: "Avrupa'nın ikinci, üçüncü derecedeki otellerini andıran birkaç otel de taştandır." -S. Birsel.
(-i) Benzer yanları bulunmak, çağrıştırmak: "Avrupa'nın ikinci, üçüncü derecedeki otellerini andıran birkaç otel de taştandır." -S. Birsel.
benzemek
(-e) 1. İki kişi veya nesne arasında birbirini andıracak kadar ortak nitelikler bulunmak, andırmak: "Ona göre işlemeyen, kurulmuş, bozulmuş bir saat hastalanmış bir insana benzerdi." -A. H. Tanpınar. 2. Sanısını uyandırmak, gibi görünmek: "Bu zavallı çokça içmişe benziyor, gözleri buğulanmış, biraz da kaymış." -M. Ş. Esendal.
(-e) 1. İki kişi veya nesne arasında birbirini andıracak kadar ortak nitelikler bulunmak, andırmak: "Ona göre işlemeyen, kurulmuş, bozulmuş bir saat hastalanmış bir insana benzerdi." -A. H. Tanpınar. 2. Sanısını uyandırmak, gibi görünmek: "Bu zavallı çokça içmişe benziyor, gözleri buğulanmış, biraz da kaymış." -M. Ş. Esendal.
hatırlatmak
(-i, -e) Anımsatmak: "Benimseyemediği çapraşık bir dünyanın binbir dolabı içinde bunalmış genç bir öğrenciyi hatırlatıyordu." -E. İ. Benice.
(-i, -e) Anımsatmak: "Benimseyemediği çapraşık bir dünyanın binbir dolabı içinde bunalmış genç bir öğrenciyi hatırlatıyordu." -E. İ. Benice.
"okşamak" için örnek kullanımlar
Bugün botanik bahçeleri daha çok süs bitkilerini sergilerken akrabalıklarını yansıtmaya da özen göstererek, hem göz beğenisini okşamak, hem
Kaynak: Botanik bahçesi
Kaynak: Botanik bahçesi
Bir adam bir kadını okşamak ister kadın ona direnir ve adam sonra adam piyano ve çürümüş bir ölü eşek sürükler. Filmin sonunda, kadın
Kaynak: Bir Endülüs Köpeği
Kaynak: Bir Endülüs Köpeği
Yakın Kelimeler
(Tahmin etmek için bir harf girin)
