Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

pis ne demek?

 - 4 sözlük, 5 sonuç.

Divanü Lügati't-Türk

pis anlamı
pis, dağar ve tulum gibi şeylerin dibinde kalan çöküntü, tortu

Güncel Türkçe Sözlük

pis anlamı
sf. 1. Leke, toz veya kirle kaplı olan, kirli, iğrendirici, murdar, mülevves. 2. Kendinde pislik olan veya pislenmiş olan: Lağım suları pistir. 3. mec. Beğenilmeyecek durumda olan, kötü, zararlı: "Şu pis dünyanın acılarında bile öyle bir tat var ki her şeye razıyım." -R. N. Güntekin. 4. mec. Çirkin, sevimsiz olan: "Demin o pis, ukala suratıyla sırıta sırıta yanıma yaklaştı." -R. N. Güntekin. 5. mec. Dinleyenleri utandıracak durumda olan (söz): Pis sözler. 6. mec. İçinden çıkılması çok güç, karışık: Pis bir iş.

Türkçe - İngilizce

pis anlamı
sıfat
1) filthy
2) dirty
3) dingy
4) nasty
5) grubby
6) messy
7) foul
8) impure
9) unclean
10) grimy
11) offensive
12) scruffy
13) sordid
14) slimy
15) squalid
16) scummy
17) obnoxious
18) mucky
19) sluttish
20) effing
21) mangy
22) obscene
23) black
24) Augean
25) dungy
26) miry
27) miasmatic
28) miasmal
29) goatish
30) frowzy
zarf
1) uncleanly

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

pis anlamı
Doğum, dünyaya geliş : Çocuk pisdi mi?

-Maraş ve çevresi

pis anlamı
Erik, kayısı, badem vb. ağaçlardan sızan zamk, kedibalı.

Yavuz *Şavşat, Karlı, Bağlıca *Ardanuç, Erkinis *Yusufeli -Artvin
-Malatya

pis eş anlamlısı

karışık
sf. 1. Ayrı nitelikteki şeylerden oluşmuş: Karışık salata. 2. Karışmış olan, düzensiz, dağınık, intizamsız. 3. Saf olmayan: Karışık süt. 4. Çalkantı, kargaşa, gerginlik içinde olan: "Bana ne, bu bir yığın ne olduğunu anlamadığım, karışık dolambaçlı işten!" -N. Cumalı. 5. Anlaşılması güç olan, açık seçik olmayan, çapraşık: "Tuhaf şey! Hakikaten karışık bir kadın." -P. Safa. 6. hlk. Halk inancına göre cin ve perilerle ilişkisi olan.
kirli
sf. 1. Leke, toz vb. ile kaplı, pis, murdar, mülevves: "Perdeci, çapaklı gözlerini kirli yumruklarıyla ovuşturarak cevap verdi." -P. Safa. 2. Aybaşı durumunda bulunan (kadın). 3. mec. Toplumun değer yargılarına aykırı olan: "Bu isim bana bir zamanlar İstanbul'un en kirli âlemlerinde yuvalanmış bir simayı hatırlattı." -H. Z. Uşaklıgil.
kötü
sf. 1. İstenilen, beğenilen nitelikte olmayan, hoşa gitmeyen, fena, iyi karşıtı: "Hamakat, dalalet ve kötü niyetin bu kadarına söylenebilecek bir şey yoktur." -N. F. Kısakürek. 2. Zararlı, tehlikeli: Kötü adam. 3. Korku, endişe veren: "Yabancının bu kötü kastına yalnız azmimizle karşı koyduk." -R. E. Ünaydın. 4. Kaba ve kırıcı: "Kızına söylemedik kötü lakırtı bırakmamış." -M. Ş. Esendal. 5. Kişi veya toplum üzerinde olumsuz etkileri olan. 6. zf. Aşırı, çok: Kız, oğlana kötü tutuldu.
leke
is. 1. Kirliliği gösteren iz: "Adi madenî kol düğmeleri bunları yeşilimtırak bir leke ile kirletirdi." -A. Ş. Hisar. 2. Bir yüzeyde türlü sebepler dolayısıyla oluşan farklı renk: "Kuyruğunun ucu ile alnının orta yerinde beyaz lekeler vardı." -Ö. Seyfettin. 3. biy. Vücudun herhangi bir yerinde oluşan değişik renk. 4. mec. Yüz kızartacak durum, namussuzluk, kara, şaibe: "Kendi vicdanında kendi durumunu düzeltmek, geçmişin lekesini yıkamak istiyordu." -H. E. Adıvar. 5. gök b. Güneş, ay, yıldız veya herhangi bir gezegenin parlak yüzeyinde görülen karanlık bölüm.
murdar
sf. 1. Kirli, pis: "Bu murdar kümeste nasıl oturuyorsun bilmem?" -A. Mithat. 2. Cinsel birleşmeden sonra yıkanmamış (kimse). 3. Şeriata uygun olarak kesilmemiş olan (hayvan).
mülevves
sf. esk. 1. Kirli, pis. 2. Karışık, düzensiz.
zararlı
sf. Zarar veren, zararı dokunan, dokuncalı, muzır, tahripkâr: "Kanun ancak topluma zararlı olan şeyleri yasaklayabilir." -N. F. Kısakürek.

"pis" için örnek kullanımlar

Taşma yapınca da pis sular ve evsel atıklar körfeze akmış olur.
When I do the overflow sewage and domestic waste will be flowed bay.
Kaynak: haberler.com
Boyahaneden çıkan pis sular içme sularına karışıyor.'
Paint shops mingle with drinking water from the dirty water. '
Kaynak: haberler.com
Eski tip telefonlar bu nedenle daha az pis olabilir.
Therefore less than the old type phones may be dirty.
Kaynak: posta.com.tr
Bu pis saray entrikalarına, iğrenç ayak oyunlarına, mide bulandırıcı kumpaslara karşı ben istifra ediyorum!
It's a dirty palace intrigues, nasty foot games, against the nauseating kumpaslara I'm not induce vomiting!
Kaynak: haberciniz.biz
Kanalizasyon ya da lağım döşemi, pis ve atık suların özel kanallar aracılığıyla toplanıp atılmasını sağlayan altyapı sistemidir.
Kaynak: Kanalizasyon
Tifo, kirli içme suları ve pis yiyeceklerle bulaşan mikrobik bir hastalıktır. Genelde salgın şeklinde ve yaz-sonbahar aylarında görülür.
Kaynak: Tifo
Lağım çukuru ya da foseptik, lağım şebekesinin bulunmadığı yerlerde sağlık koşullarına uygun olarak yer altında inşa edilmiş özel pis su
Kaynak: Lağım çukuru
Demirkıynak; Bigadiç dağlarında yaşayan, her kılığa girebilen, korkunç sesler çıkararak insanların delirmelerine sebep olan, çok pis kokulu
Kaynak: Demirkıynak
Hastabakıcıların hastalarla birlikte pis işler yaptıklarını söyler ve karşı çıkar. hastabakıcılık hiç bir işi olmayan kızların yaptığı pis bir iştir.
Kaynak: Florence Nightingale
Biçura, çok pis bir yaratık olarak da bilinir, temiz yerlerden nefret eder. Zaten pis evleri seçermiş. Bu yüzden ondan kurtulmak için ilk
Kaynak: Bayçura

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.