Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

sarsmak ne demek?

 - 2 sözlük, 2 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

sarsmak, -ar anlamı
(-i) 1. Birdenbire ve güçle kımıldatmak, sallamak, oynatmak, titretmek: "Kalkın bakalım, diye çocukların karyolalarını sarsıyorlardı." -Ç. Altan. 2. mec. Zarar verecek yolda etkilemek, aksatmak: "Çok sevdiği annesinin ölümü onu çok sarsmıştı." -S. F. Abasıyanık.

Türkçe - İngilizce

sarsmak anlamı
fiil
1) undermine
2) shake
3) jerk
4) shake up
5) jolt
6) erode
7) shock
8) rock
9) convulse
10) buffet
11) jog
12) afflict
13) concuss
14) horrify
15) jar
16) agitate
17) affect
18) buffet about
19) give a jerk
20) hit
21) dislocate
22) jounce
23) reduce
24) depolarise
25) cut up
26) unsettle

sarsmak eş anlamlısı

oynatmak
(-i) 1. Oynamasını sağlamak: "Bir curcuna havası söyledi ve salondakilerin hepsini oynattı." -P. Safa. 2. Kımıldamasına yol açmak: "Elindeki kamçıyı oynatarak güneş altında yanan ovalarda gözlerini gezdirdi." -M. Ş. Esendal. 3. (nsz) Herhangi bir canlıya istenilen hareketleri yaptırmak: Ayı oynatmak. 4. (nsz) Bir araç, gereç kullanmak: "Akıllı bir adam mermer üzerinde keser oynatır mı?" -Ö. Seyfettin. 5. (nsz) Aklını yitirmek: "Sizinle iki gün daha çalışsam aklımı oynatabilirim." -F. R. Atay. 6. mec. Korkutmak, heyecanlandırmak: Yüreğimi oynattın. 7. mec. Herhangi bir ödevi yerine getirmeyerek karşı tarafı düzenle oyalamak: Borçlu alacaklıyı iki aydır oynatıyor. 8. (nsz) tiy. Sahneye koymak: "Bu ramazan geceleri Karagöz oynatacağız." -H. E. Adıvar.
sallamak
(-i) 1. Düzenli bir biçimde ve hep aynı doğrultuda hareket ettirmek: "Sen yine anahtarını çıkar, salla, eğlendir." -H. E. Adıvar. 2. Uydurmak, kafadan atmak. 3. Sarsmak. 4. mec. Beklenmedik bir başarı kazanmak: Seçimlerde Ankara'yı salladı. 5. mec. Zor durumda bırakmak. 6. argo Bir işi sürekli olarak başka bir zamana ertelemek, savsaklamak: "Ev sahibinin gözünü boyarım, kalan borcu bir müddet daha sallarım diyordu." -S. M. Alus. 7. (nsz) argo Vurmak, atmak: "Sokaktan geçen bir adam, bunları ayırdı, ikisine birer tokat salladı..." -M. Ş. Esendal.

"sarsmak" için örnek kullanımlar

Dada'cı yazarlar, kamuoyunu şaşkınlığa düşürmek ve sarsmak istiyorlardı. Yapıtlarında alışılmış estetikçiliğe Karşı çıkıyor, burjuva
Kaynak: Dadaizm
düzen ve güvenliğini sarsmak veya politik rejimini bozmak amacıyla silahlı çeteler, birlikler veya örgütlerin kurulmasını ve eyleme
Kaynak: Sadabat Paktı
denizaltı operasyonları yapmanın esas amacı Gelibolu'yu savunan Osmanlı kuvvetlerinin (5. Ordu ) lojistik durumunu sarsmak olarak görülmektedir.
Kaynak: Çanakkale Savaşı denizaltı harekâtları
Emeklilik dilekçeleri, aralarında Ege Ordu Komutanı Nusret Taşdeler 'in de bulunduğu 22 şüphelinin hükümetin temellerini sarsmak amacıyla
Kaynak: Türk Silahlı Kuvvetlerinde 29 Temmuz 2011 krizi
Bunu kendisi şöyle dile getirir: "Ben Sarduvan'ı daha çok bu rezilliği sarsmak, okuyucuya uyarıda bulunmak, biraz abartılı da olsa
Kaynak: Faik Baysal
Bu görüntü bombardımanı hem seyircideki gerçeklik duygusunu sarsmak, hem de birbirine bağlı bir simgeler dizisi meydana getirmek amacıyla
Kaynak: Altın Çağ (film)
Dönemin kültürüne dair bir gerçekçiliğin günümüz izleyicisini sarsmak adına sağlanması için bu yol tercih edilmiştir. Dizide kapitalizm ,
Kaynak: Deadwood (dizi)
Bombalanma sonucu Nazi kaynaklarina göre 230.000 kisi ölmüstür, ama bu sayinin o zaman ki gündemi sarsmak icin bilerek bir 0 fazladan
Kaynak: Dresden
Muhtemel sorgu teknikleri arasında, sarsmak ve hakaret etmek, ayakta pozisyonda kelepçeleyerek soğuk bir odaya sokmak ve suyla ıslatmak ve
Kaynak: Afganistan Savaşı

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.