Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

tanımak ne demek?

 - 3 sözlük, 4 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

tanımak anlamı
(-i) 1. Daha önce görülen, bilinen bir kimse veya şeyle karşılaşıldığında bunun kim veya ne olduğunu hatırlamak: "Zarfın üstündeki yazıyı hemen tanıdı." -H. E. Adıvar. 2. Daha önce görmüş olmak, ilişkisi bulunmak, bilmek: "Onu bir de eski polisler tanır." -S. F. Abasıyanık. 3. Bir kimse veya şeyle ilgili, doğru ve Tam bilgisi bulunmak: "Sincapları yakından tanırım." -A. Haşim. 4. Bilip ayırmak, seçmek, ayırt etmek. 5. huk. Varlığını kabul etmek. 6. Boyun eğmek, yargısına uymak, saymak. 7. Sorumlu bilmek: Ben arkadaşını tanımam, alacağımı senden isterim. 8. Bir şeyin yapılması, bitirilmesi için belli bir süre vermek: Ona borcunu ödemesi için üç günlük bir süre tanıdım.

Türkçe - İngilizce

tanımak anlamı
fiil
1) recognize
2) know
3) get to know
4) identify
5) acknowledge
6) be acquainted with
7) spot
8) affiliate
9) own
10) charter
11) be recognizant of
12) legitimize
13) legitimatize
14) ken

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

tanımak anlamı
1.Dikkat etmek : Çocuğu tanı, kuyuya kaçmasın. 2.Denemek : Şu adamın çalışmasını tanıyalım.
tanımak anlamı
1. Dikkatle bakmak, dikkat etmek. 2. Denemek, sınamak.

tanımak eş anlamlısı

ayırt etmek
(-i, -den) Birkaç şeyi birbirinden ayıran niteliği anlamak, tefrik etmek, temyiz etmek.
bilmek
(nsz) 1. Bir şeyi anlamış veya öğrenmiş bulunmak: "Bunu bilmek içimi kederle dolduruyordu." -A. Ağaoğlu. 2. (-i) Bir bilim veya sanat dalında yeterli olmak: "Yani kısacası bu mükemmel dilimizi kimse bilmez, okumaz." -B. Felek. 3. Bir iş yapmaya alışmış olmak, elinden gelmek. 4. Tanımak, hatırlamak: "Kadıncığım aç. Ben geldim. Bilemedin mi?" -H. R. Gürpınar. 5. Sanmak, varsaymak, farz etmek: "Bir hastanın hastalığına gereken önemi vermesi, doktorun ancak kendini o hasta ile birlikte hasta bilmesi ile sağlanabilir." -R. H. Karay. 6. (-i) Sorumlu tutmak: Ben arkadaşını bilmem, seni bilirim. 7. İnanmak: "Bilirim yaşamaz güneşte / Bilirim yaşamaz yan yana aşkla / Ne haksızlık / Ne korku" -N. Cumalı. 8. (-i) İşine gelmek, uygun bulmak: Mal almasını bildi de parasını vermeyi mi bilmiyor? 9. -a / -e ekli fiillerle yeterlik bildiren birleşik fiiller oluşturur: Anlayabilmek. Gidebilmek. Kapayabilmek. Yazabilmek. 10. (-i) Saymak: Teşekkürü borç bilirim.
saymak
(-i) 1. Bir şeyin kaç tane olduğunu anlamak için bunları birer birer elden veya gözden geçirmek, sayısını bulmak: "Nara sormuşlar: - Tanelerin kaç tane? Yiyenler saysın bana ne -demiş." -B. R. Eyuboğlu. 2. Sayıları arka arkaya söylemek: Birden ona kadar saymak. 3. Herhangi bir sıraya koymak, herhangi bir sırada yer aldığını kabul etmek: Artık kışı geçti sayabiliriz. 4. Herhangi bir şey, yerine koymak veya herhangi bir şey gözüyle bakmak, addetmek: "Her çiçekten bal eyledik / Arıya saydılar bizi." -Pir Sultan Abdal. 5. Varsaymak, tutmak, farz etmek: "Elimi uzatsam benim olacak bir vazoya sırt çevirip başkasına kaptırınca onu benden çalınmış saymak neden?" -H. Taner. 6. Arka arkaya söylemek, sıralamak: Birinin iyiliklerini saymak. 7. Ödemek, peşin vermek: "İki bin lira saydı, bana bir küpe aldı." -M. Ş. Esendal. 8. mec. Geçer tutmak: Bunu saymam, sizi bir gün erkenden beklerim. 9. mec. Değeri, üstünlüğü, yaşlılığı, yararlılığı dolayısıyla bir kimseye veya bir şeye karşı dikkatli, özenli, ölçülü davranmak, saygı göstermek, sözünü dinlemek, hürmet etmek: "Anam babamı nasıl saydı ise ben de kocamı öyle sayacaktım." -M. Ş. Esendal. 10. mec. Önemsemek. 11. mec. Gibi görmek, kabul etmek: "Arzularını yapmayı belli büyük bir külfet saydığınız bu küçük kalpler, saadetin kapısından girmeden felaketin ortasına yuvarlanıyorlar." -A. Gündüz. 12. mec. Hesaba katmak, dikkate almak: Bundan önce verdiğimi saymıyor musun?
seçmek
(-i) 1. Benzerleri arasında hoşa gideni seçip almak veya yararlanmak için ayırmak: Ben bu kitabı seçtim. 2. Birine oy vererek bir göreve getirmek: Biz sizi başkanlığa seçtik. 3. Üstün, iyi, uygun bularak yeğlemek: "Benim ne akla hizmet edip de Almanca muallimliğini seçtiğime şaşıp şaşıp kalıyordu." -H. Taner. 4. Ne olduğunu anlamak, fark etmek: "Sizler gezip tozmakta hür olduğunuz hâlde insan zekâsı ile bir adım ilerisini seçemiyorsunuz, sezemiyorsunuz." -R. H. Karay. 5. Farklı görmek, üstün görmek. 6. Tercihini bir yönde kullanmak. 7. (nsz) Titiz davranmak, kolay kolay beğenmemek: O yemek seçer, her şeyi yemez.

"tanımak" için örnek kullanımlar

O yüzden Türkiye'yi ve insanını daha yakından tanımak istemiştim.
That's why the people of Turkey and wanted to know more.
Kaynak: sabah.com.tr
Bazen insanları tanımak için bile bu kadar yıl gerekebiliyormuş.
Sometimes, even so many years gerekebiliyormuş to get to know people.
Kaynak: sporx.com
Bu birleşimler, Google Glass tarafından kişiyi tanımak için kullanılıyor.
These compounds, used Google to get to know people by Glass.
Kaynak: tamindir.com
Milli takıma biraz daha şans vermek, zaman tanımak lazım.
To give the team a little more luck, you need to know.
Kaynak: spor.haberturk.com
Turizm, dinlenmek, eğlenmek, görmek ve tanımak gibi amaçlarla yapılan geziler ve bir ülkeye veya bir bölgeye gezmen (turist) çekmek için
Kaynak: Turizm
Dünya İletişim Ödülleri (World Communication Awards), küresel telekom operatörleri arasında mükemmeliyet tanımak amacıyla 1999 yılında
Kaynak: Dünya İletişim Ödülleri
Mârifetullâh (Ehl-i Sünnet ) ya da İrfân (Onikicilik ) veya Gnosis (Hristiyanlık ) Allah 'ı tanımak, bilmek demektir. bildirdiği gibi
Kaynak: Marifetullah
Ancak saltanatı sırasında Birleşik Krallık Amerikan Bağımsızlık Savaşı nı kaybederek On Üç Koloni 'nin bağımsızlığını tanımak zorunda
Kaynak: III. George
Ermeniler le birlikte Selçuklular a karşı mücadele etmesine rağmen daha sonraları bu krallık Selçukluların hakimiyetini tanımak zorunda kalmıştır.
Kaynak: Gürcü Krallığı
İklim bilimi, hava olaylarını yakından tanımak için fiziğin bir alt dalı olan meteoroloji nin verilerinden geniş ölçüde yararlanır.
Kaynak: İklimbilim
Nişan yapıldıktan sonra, gerek kız ve oğlan gerekse dünür ler bir birlerini iyi tanımak adına sık sık bir araya gelirler. Ancak kız ve
Kaynak: Nişan
Bir bilgisayar oyununun neye benzediğini görmek ve oyunu tanımak için demolardan yardım alabilirsiniz. Demo sınırlı bir sürüm olduğu için
Kaynak: Demo
mikrobiyal patojen ler veya hücresel stres le ilgili molekül leri tanımak için bağışıklık sistemi hücre lerince üretilen protein lerdir.
Kaynak: Kalıp tanıma reseptörleri
Yavrular tanımak açısından daha problemlidir, tüy leri bir mesafeden sonra kutup korsan martısından ayırmak zordur. Kategori:
Kaynak: Küt kuyruklu korsan martı
Onu sadece besteci olarak değil, aynı zamanda müzik eleştirmeni, radyo programcısı ve bir yazar kimliğiyle de tanımak gerekir.
Kaynak: İlhan Mimaroğlu
Kitap Guiliano'nun karakterini yakından tanımak için önemli bir kaynaktır. Kaynakça : Kategori:1922 doğumlular Kategori:1950 yılında ölenler
Kaynak: Salvatore Giuliano
Tukay daha sonra Abdülveli için dünyayı tanımak için gözümü açan kişi demiştir. Tukay medresede okurken şiirler yazmaya başladı. 1905
Kaynak: Abdullah Tukay
Temel amacı olabildiğince fazla özgürlük tanımak olan düşünce sistemi, bireycilik , otorite karşıtlığı, şart olmamakla beraber politik
Kaynak: Punk ideolojisi
Beldeyi daha iyi tanımak ve resimlere göz atmak için kendi isminde ki web sitesi ziyarat edilebilir. Belde başkanı Kemal AYAN, merkez
Kaynak: Dikbıyık, Çarşamba
Ayrıca Romalılar 'ın Ermenistan Krallığı üzerindeki hakimiyetini tanımak zorunda kaldı. 297 yılında tamamlanan bu barış 337 yılına kadar
Kaynak: Nerseh
Muhammed Bozdağ , bu sürecin dünya aşamasında esas var oluş amacını, “Evrenin yaratıcısını keyfedip tanımak, hayata güzel ahlakla tutunmak
Kaynak: Sonsuzluk Yolculuğu
Kapıkaya köyünü daha iyi tanımak için, Kertmen'den başlamak lazım. Karaağaç'a 1900 başlarında Kertmen'den Ahmet KAYDI (Kıroğlan) ve
Kaynak: Kapıkaya, Kahramanmaraş
Bu temel özellikleri tekniksel olduğu kadar, tarihi, kültürel geleneksel unsurlarını da tanımak zorundayız ki sıradan bir savaş sanatı
Kaynak: Sayokan
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.