Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

terbiye ne demek?

 - 5 sözlük, 7 sonuç.

BSTS / Medeni Hukuk Terimleri Sözlüğü

terbiye anlamı
eğitim.

BSTS / Zanaat Terimleri Sözlüğü

terbiye anlamı
Dizgin. (*Senirkent -Isparta; -Amasya; Yenikent *Aksaray -Niğde)

Güncel Türkçe Sözlük

terbiye anlamı
(I) is. 1. Eğitim: "Hepsi de karşılıklı bir iyilik ve bir terbiyeden istifade etmekteydiler." -A. Ş. Hisar. 2. Görgü. 3. Bazı yemeklerin suyunu türlü yollarla koyulaştırma. 4. Eti, pişirmeden önce çeşitli baharatlar, yağ, salça vb. şeyler içinde bir süre bekletme. 5. Hayvanı alıştırma: "Sessiz sinema filminde bir yabani atın terbiye sahnesi gösteriliyordu." -F. R. Atay.
terbiye anlamı
(II) is. hlk. Araba hayvanlarının dizginleri.

Türkçe - İngilizce

terbiye anlamı
isim
1) decency
2) nurture
3) manners
4) education
5) seasoning
6) breeding
7) dressage
8) sauce
9) schooling
10) politeness
11) cultivation
12) liaison
13) dressing

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

terbiye anlamı
Dizgin.

*Torbalı -İzmir
*Düzce -Bolu
Bağlıca *Nallıhan -Ankara

terbiye anlamı
At arabasında dizgin.

Karamanlı *Tefenni Burdur

terbiye eş anlamlısı

eğitim
is. 1. Çocukların ve gençlerin toplum yaşayışında yerlerini almaları için gerekli bilgi, beceri ve anlayışları elde etmelerine, kişiliklerini geliştirmelerine okul içinde veya dışında, doğrudan veya dolaylı yardım etme, terbiye: "Sadece kolejinizde değil eğitim işlerinin tümünde güvenilir bir danışman olabilirim." -N. Hikmet. 2. eğt. Eğitim bilimi.
görgü
is. 1. Bir toplum içinde var olan ve uyulması gereken saygı ve incelik davranışları, terbiye: "İçinde yaşadığımız aynı çevre, aynı görgü, beni tamamıyla onlara benzetmiyor." -O. C. Kaygılı. 2. Bir kimsenin, yaşayarak ve deneyerek elde ettiği birikim, deneyim. 3. Görmüş olma durumu: Görgü tanığı.

"terbiye" için örnek kullanımlar

Var bir durum. Terbiye sınırları içinde eleştirsin.
What a situation. Finishing within the limits of criticism.
Kaynak: farklihaber8.com
Fabrika yemlerini dilediği fiyattan satan yem sektörü ancak bu şekilde terbiye ettirilir.
Factory bait selling at any price, but the finishing feed sector basis.
Kaynak: blog.milliyet.com.tr
52 yıldır Türkiye IMF'nin verdiği kredilerle adeta terbiye edilmeye çalışılan bir ülke konumundaydı.
52 years, Turkey is a country that is to be finishing the IMF was at almost the loans.
Kaynak: iha.com.tr
Aldığımız eğitim, gördüğümüz terbiye gereği eşofmanla sokağa çıkmayı bile ayıp sayan bir milletiz.
Received training, we saw the need finishing eşofmanla go to the street which makes even the shame of a nation.
Kaynak: htspor.com
Aplikasyon, genelde kimyasal terbiye işlemlerinde, kimyasal maddeleri içeren işlem çözeltisinin (flotte ) tekstil ürününe düzgün bir
Kaynak: Aplikasyon
Döner kebabı veya kısaca döner, iç yağ la ve yöresel baharat larla iyice terbiye lenmiş ve dövülmüş et parçalarının, bir bir şiş in
Kaynak: Döner
ādāb) Toplum töresine uygun davranma veya İyi ahlak, incelik, terbiye olarak tanımlanır. İslam 'da, hayatın her yönünü kapsayan görgü ve
Kaynak: Edep
Asalet (Kelime kökeni "Asil") edebî eserlerde terbiye dışı, çirkin , bayağı , müstehcen , kaba ve argo sözlerden kaçınma. Edeb-i kelâm
Kaynak: Asalet
At terbiyesi (veya dresaj; Fransızca "eğitmek, terbiye etmek anlamında bir terimdir) at eğitiminin belli kurallar ve rekabet ortamı
Kaynak: At terbiyesi
İslam tasavvuf ekollerinin hemen hemen tamamında müritlerini (tabiilerini ya da intisaplılarını) terbiye eden Kur'an-ı Kerim ve Sünneti
Kaynak: Mürşit
Film kanunsuzluk, zorakilik, ikiyüzlülük, gaddarlık hüküm süren, ilk hâlinde yetim evi olup yatılı okul olan yerde "terbiye eden"-
Kaynak: Pencere (film)
İçeri girmek ve nefs ini terbiye etmek isteyen kişi bu bel hizasındaki zincirin üzerinden geçemez, altından geçmek için ise eğilmek
Kaynak: Cümle kapısı
Bu sıralarda Nafi Atuf Kansu 'nun idaresinde çıkan Terbiye Mecmuasında, terbiye ve ruhiyata ait yayınladığı yazılar Darülfünun
Kaynak: Mustafa Şekip Tunç
Başlıca eserleri Pedagoji ve terbiye : Pedagoji Tarihi, C. I-II, İstanbul, 1930. Terbiye ve Tedris Tarihi, 1930. Muassır Terbiye Ülküleri
Kaynak: Halil Fikret Kanad
Ahmet, iyi bir tahsil ve terbiye görmüş, ünlü hocalardan dersler almıştı. Sultan III. Ahmet, ağabeyi Sultan II. Mustafa 'nın tahttan
Kaynak: III. Ahmed

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.