Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

yol ne demek?

 - 11 sözlük, 18 sonuç.

BSTS / Kentbilim Terimleri Sözlüğü

yol anlamı İng. way, road Osm. tarik Alm. Weg Fr. chemin, voie
İnsanların, bir yerden başka bir yere gitmek üzere üzerinden ya da içinden geçtikleri, yerleşim yerlerinin gelişme doğrultusunu yakından etkileyen ve düzentasarlarda önemli bir öge oluşturan yerler.

BSTS / Mantık Terimleri Sözlüğü

yol anlamı İng. path, branch
Çözümleyici çizelgede, bir arada doğru olduğu varsayılıp, başlangıç önermelerinden başlayarak alt alta gelen önermelerden oluşan dizi.

BSTS / Matematik Terimleri Sözlüğü

yol anlamı İng. path Alm. Weg, Bahn
X iligesel uzayı verildiğinde a, (…) noktalan için, f(0)=a ve f(1) =b olacak biçimde (…)sürekli gönderimi.
yol anlamı İng. path Alm. Weg Fr. ehemin Az. yol
Başlangıç noktası p ve bitiş noktası q için, [0,1] kapalı aralığından X topolojik uzayına giden ve a(0) = p ve a(l) = q olacak biçimde sürekli bir a fonksiyonu.

BSTS / Medeni Hukuk Terimleri Sözlüğü

yol anlamı
tarz, sûret.

BSTS / Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu

yol anlamı Osm. tarîk Fr. voie
(coğrafya)
yol anlamı Osm. mecrâ Fr. conduit
(biyoloji)

Divanü Lügati't-Türk

yol anlamı
sefer, ani yola çıkma

Güncel Türkçe Sözlük

yol anlamı
is. 1. Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik. 2. Karada insanların ve hayvanların geçmesi için açılan veya kendi kendine oluşmuş, yürümeye uygun yer: "Bahçeleri bahçelere toprak yollar bağlardı." -Ç. Altan. 3. Genellikle yerleşim alanlarını birbirine bağlamak için düzeltilerek açılmış ulaşım şeridi: "Yolda oynayan çocuklara ne olduğunu sordu." -Ö. Seyfettin. 4. İçinden veya üstünden bir sıvının geçtiği, aktığı yer: Su yolu. Sel yolu. 5. Yolculuk: Yola çıkmak. Yoldan kalmak. 6. Gidiş çabukluğu, hız: Bu vapurun yolu az. 7. Davranış, tutum, gidiş veya davranış biçimi: "Celal Bey'i sakal bırakma yolunda, kim, hangi örnek özendirdi diye çok düşünmüşümdür." -H. Taner. 8. Uyulan ilke, sistem, usul, tarz, tarik: Duyguların eğitimi de en iyi sanat yoluyla olur. 9. Kumaşta bulunan çizgi. 10. Kez, defa. 11. mec. Gaye, uğur, maksat: Bu yolda çok emek harcandı. 12. mec. Bir amaca ulaşmak için başvurulması gereken çare, yöntem: Bu işi yapmanın bir yolu vardır.

Kimya Terimleri Sözlüğü

yol anlamı İng. Path Alm. Bahn Fr. Trajectoire
Elektronlar, iyonlar veya moleküller gibi taneciklerin hareket ettiği iz, patika.

Tarama Sözlüğü

yol anlamı
1. Âdap, erkân, âdet, meslek, usûl, kaide. 2. Müsaade, izin.

Türkçe - İngilizce

yol anlamı
isim
1) way
2) road
3) path
4) route
5) itinerary
6) track
7) walk
8) avenue
9) approach
10) journey
11) trail
12) tack
13) via
14) expedient
15) outlet
16) wise
17) thoroughfare
18) meatus
19) angle
20) cutting
21) gateway
22) channel
23) handle

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

yol anlamı
Kez.

Kumdanlı *Yalvaç, *Eğridir köyleri, Uluğbey *Senirkent -Isparta
-Burdur
-Aydın
*Alaşehir -Manisa
*Gelibolu -Çanakkale
*Kandıra -Kocaeli
-Sinop
-Samsun
*Merzifon -Amasya
*Gürün -Sivas
Hasanoğlan -Ankara
Afşar *Pınarbaşı -Kayseri
*Bor -Niğde
*Ermenek -Konya
Çardak -Adana
*Mut ve köyleri -İçel
*Milâs -Muğla
Kerkük

yol anlamı
1. Düğünde, oğlan evinin kız evine, kıza verdiği para, mal, armağan. 2. Düğünde, kız evinin oğlan ve yakınlarına verdiği armağan. 3. Düğün sahibinin, çağırılıya gön derdiği armağan. 4. Düğüne, çağırılının götürdüğü armağan.
yol anlamı
Elverişli durum, olanak.

-Sivas

yol anlamı
< ET yol: yol; usul; defa; evlenenlerin taraflarının birbirlerine verdikleri hediyeler. || yol töre: adet; usul || yol yolah: çare || yola getmek/ götürmek: iyi geçinmek || yola wurmak: uğurlamak; teşyi etmek || yoluni siyhmek: küfür sözü || bir yol: bir defasında; bir defa || (halına) yoluna goymak: gereken düzeni vermek
yol anlamı
Kez, defa

Uşak

yol anlamı
1. Yol. 2. Geçiş yeri, giriş kapısı // yol yordam: usul yol // yol almak: yol kat etmek, yol kesmek // yol tutmak: derhâl yola Çıkmak // yola vurmak: uğurlamak // yola vurulmak: bir işe azm ederek yola çıkmak

Artvin Yusufeli Uşhum köyü

yol eş anlamlısı

defa
is. (defa:) Kez, kere: "İlk defa bu fikir, bir fikir olmaktan çıktı." -Y. K. Beyatlı.
gaye
is. (ga:ye) Amaç, hedef: "Para? O bir gaye değil fakat harcamayı sevdiğim bir şey." -H. E. Adıvar.
hız
is. 1. Çabukluk, sürat: "Hikâyede baştan sona kadar hareket ve hız olmalıdır." -F. R. Atay. 2. Bir hareketten doğan güç, şiddet: "Yağmur şimdi hızını daha da arttırmıştı." -H. Taner. 3. Çaba, güç, gayret, takat. 4. fiz. Alınan yolun harcanan zamana oranı, sürat.
kez
is. Bazı sayı sıfatlarıyla birlikte kullanılarak bir olayın ve olgunun her bir tekrarlanışını bildiren söz, defa, kere, sefer: İki kez İstanbul'a gittim.
maksat
is. İstenilen şey, amaç, gaye, erek: "Bugün oraya gitmeden evvel, Maarif idaresine uğradım. Maksadım evrakı geriye almaktı." -R. N. Güntekin.
sistem
is. 1. Düzen: "Açıklamasının arkasına yeni bir ücretlendirme sistemi getirdiğini ekledi." -L. Tekin. 2. Bir sonuç elde etmeye yarayan yöntemler düzeni: "Servet, nasıl kazanılmış olursa olsun, onun kontrolüne girecek rejim ve sistem memleketi mahvedecektir." -H. E. Adıvar. 3. Yol, yöntem: Eski bir sistem. 4. Bir aracı oluşturan düzen, düzenek, tertibat: Fren sistemi. 5. Model, tip: "... son sistem, pırıl pırıl bir rotatif almışlar." -Y. Z. Ortaç. 6. fel. Dizge.
tarik
is. (tari:ki) esk. Yol.
tarz
is. 1. Özel oluş veya davranış biçimi, üslup, stil, janr: "Şimdi beni meraka düşürmek suretiyle yine aynı zevki başka tarzda çıkarmakla meşgul..." -R. H. Karay. 2. Bir kimsenin kendine özgü anlatım biçimi: "Artık bu tarzda hayat hakları aramanın mevsimi geçtiğini sanıyorum." -N. F. Kısakürek. 3. Güzel sanatlarda üslup, stil, konsept: Gotik tarzda bir yapı. Nedim tarzında bir gazel. 4. Biçim, yol.
uğur
(I) is. 1. Bazı olaylarda görülen ve insana iyilik getirdiğine inanılan belirti veya bazı nesnelerde var olduğuna inanılan iyilik kaynağı: "Onlar da uğurlar dilediler, aralarında konuşmaya başladılar." -M. Ş. Esendal. 2. Bu nitelikte olduğuna inanılan şey. 3. İyi nitelik, meymenet, kadem. 4. Talih, şans.
uğur
(III) is. hlk. Ön veya yan: "Evlerinin uğru bakla / Al beni koynunda sakla" -Halk türküsü.
usul
(I) ç. is. (usu:lü) 1. Kökler, asıllar. 2. huk. Bir kimsenin ana, baba, dede ve nineleri.
usul
(II) is. (usu:lü) 1. Bir amaca erişmek için izlenen düzenli yol, tutulan yol, yöntem, tarz: "Kendine baktırmak için güzel usul doğrusu." -H. Taner. 2. Bilimde belli bir sonuca erişmek için, belli ilke ve kurallara göre izlenen yol, metot. 3. huk. Bir yasama veya idare işleminin hazırlanması, yapılması veya yürürlüğe konması sırasında uyulması gereken hükümler ve izlenecek yollar. 4. müz. Klasik Türk müziğinde tempo: "Kendilerine nota, usul filan öğretilecek olursa bunlardan çok şey beklenebilir." -O. C. Kaygılı.
yolculuk
is. 1. Ülkeden ülkeye veya bir ülke içinde bir yerden bir yere gidiş veya geliş, gezi, seyahat, sefer: "Ertesi gün başladı gün doğmadan yolculuk." -F. N. Çamlıbel. 2. Bu gidiş gelişte geçen süre. 3. Herhangi bir taşıtla bir yere gidip gelme: "Yolculukla ilgili işlemleri tamamlarken, koltuğuna oturtmuştuk onu." -N. Cumalı.
yöntem
is. 1. Bir amaca erişmek için izlenen, tutulan yol, usul, sistem, prosedür, politika: "Belki o da bir usandırma yöntemi kullanıyordu." -A. Kulin. 2. Bilimde belli bir sonuca erişmek için bir plana göre izlenen yol, metot.

"yol" için örnek kullanımlar

Erzurum, bu milletin yol haritasını belirlemiş kentler arasındadır.
Erzurum, between the cities of this nation, the road map set.
Kaynak: haberler.com
dakikada penaltıya yol açan Sivassporlu Ziya kırmızı kart gördü.
Zia saw the red card penalty that led up Sivassporlu.
Kaynak: focushaber.com
Sekiz sene boyunca Alex'den Zico'ya birçok isme yol arkadaşı oldu.
Many Zico'ya name was Alex's companion for eight years.
Kaynak: sabah.com.tr
Maçın taraftarsız oynanması, futbolcularda coşku eksikliğine yol açmıştı.
Supporters played the game in football players led to a lack of enthusiasm.
Kaynak: sporx.com
İnsanlar, yol inşa etmeden önce doğal yolları kullandılar. Bunlar, dağ geçitleri, vadiler, ovalar, stepler, boğazlar, keçi yolları idi.
Kaynak: Karayolu
Amansız Yol, başrolünde Kadir İnanır 'ın rol aldığı 1985 yapımı Ömer Kavur filmi. yapılan bir tır yolculuğu etrafında gelişen bir yol filmidir.
Kaynak: Amansız Yol
Romantik Yol (Romantische Straße) kuzeyde Würzburg güneyde Füssen arasında kalan tematik bir yol rotasıdır. kullanılan bu yol Almanya'nın
Kaynak: Romantik Yol

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.