bulmak ne demek?
- 5 sözlük, 7 sonuç.BSTS / Bilgisayar Terimleri Karşılıklar Kılavuzu
bulmak anlamı
bakınız» yerini belirlemek
bakınız» yerini belirlemek
Divanü Lügati't-Türk
bulmak anlamı
bulmak
bulmak
Güncel Türkçe Sözlük
bulmak, -ur anlamı
(-i) 1. Arayarak veya aramadan bir şeyle, bir kimse ile karşılaşmak: "Kafam her an bir konu bulmak için binbir çeşit şeye müracaat ediyor." -H. E. Adıvar. 2. Bir şeyi elde etmek. 3. Kaybedilen bir şeyi yeniden ele geçirmek: Paramı buldum. 4. Varlığı bilinmeyen bir şeyi ortaya çıkarmak, keşfetmek: "Şu kuvvetin, cevherin sırrını bulmaya çalışıyorum." -S. F. Abasıyanık. 5. İlk kez yeni bir şey yaratmak, icat etmek. 6. İstenilen şeye kavuşmak, nail olmak: "Kadınlık namına düşündüğüm şeylerin hiçbirini karımda bulamadım." -Ö. Seyfettin. 7. Bir yere, bir noktaya erişmek, ulaşmak: "Böylece yılın ortasını bulduk." -R. H. Karay. 8. Herhangi bir görüşe, bir yargıya varmak: "Ben de bunu akıllıca buldum." -M. Ş. Esendal. 9. Seçmek, uygun saymak: "Bazen onlara yeni ve güzel kıyafetler buluyor." -H. E. Adıvar. 10. Sağlamak, temin etmek: "Sen otur ye, ben yatarken, kendim bir şeyler bulur, yerim." -S. F. Abasıyanık. 11. (-i, -e) Kabahat, suç, kusur yüklemek: Bana kabahat bulma, ben böyle olacağını vaktiyle söylemiştim. 12. (nsz) Cezaya uğramak: Eden bulur. 13. Hatırlamak: "Bir türlü bulamadım caminin ismini dersem inanır mısınız?" -S. F. Abasıyanık.
(-i) 1. Arayarak veya aramadan bir şeyle, bir kimse ile karşılaşmak: "Kafam her an bir konu bulmak için binbir çeşit şeye müracaat ediyor." -H. E. Adıvar. 2. Bir şeyi elde etmek. 3. Kaybedilen bir şeyi yeniden ele geçirmek: Paramı buldum. 4. Varlığı bilinmeyen bir şeyi ortaya çıkarmak, keşfetmek: "Şu kuvvetin, cevherin sırrını bulmaya çalışıyorum." -S. F. Abasıyanık. 5. İlk kez yeni bir şey yaratmak, icat etmek. 6. İstenilen şeye kavuşmak, nail olmak: "Kadınlık namına düşündüğüm şeylerin hiçbirini karımda bulamadım." -Ö. Seyfettin. 7. Bir yere, bir noktaya erişmek, ulaşmak: "Böylece yılın ortasını bulduk." -R. H. Karay. 8. Herhangi bir görüşe, bir yargıya varmak: "Ben de bunu akıllıca buldum." -M. Ş. Esendal. 9. Seçmek, uygun saymak: "Bazen onlara yeni ve güzel kıyafetler buluyor." -H. E. Adıvar. 10. Sağlamak, temin etmek: "Sen otur ye, ben yatarken, kendim bir şeyler bulur, yerim." -S. F. Abasıyanık. 11. (-i, -e) Kabahat, suç, kusur yüklemek: Bana kabahat bulma, ben böyle olacağını vaktiyle söylemiştim. 12. (nsz) Cezaya uğramak: Eden bulur. 13. Hatırlamak: "Bir türlü bulamadım caminin ismini dersem inanır mısınız?" -S. F. Abasıyanık.
Türkçe - İngilizce
bulmak anlamı
fiil
1) find
2) discover
3) obtain
4) devise
5) meet
6) invent
7) strike
8) reach
9) ascertain
10) procure
11) reason
12) hit
13) clear up
14) cogitate
15) turn up
16) study out
17) strike out
18) happen upon
19) happen on
20) go for
21) contrive
22) provide with
fiil
1) find
2) discover
3) obtain
4) devise
5) meet
6) invent
7) strike
8) reach
9) ascertain
10) procure
11) reason
12) hit
13) clear up
14) cogitate
15) turn up
16) study out
17) strike out
18) happen upon
19) happen on
20) go for
21) contrive
22) provide with
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
bulmak anlamı
Değmek, dokunmak (kayık).
Değmek, dokunmak (kayık).
*Gelibolu -Çanakkale
bulmak anlamı
Bulmak, bakınız» bumak
Bulmak, bakınız» bumak
bulmak anlamı
1. Aradığına kavuşmak, bulmak. 2. Karşılaşmak. 3. Elde etmek, sahip olmak. 4. Tedarik etmek. 5. Teşhis etmek
1. Aradığına kavuşmak, bulmak. 2. Karşılaşmak. 3. Elde etmek, sahip olmak. 4. Tedarik etmek. 5. Teşhis etmek
Artvin Yusufeli Uşhum köyü
bulmak eş anlamlısı
hatırlamak
(-i) Anımsamak: "O zaman annemin ölmüş olduğunu hatırlıyorum." -A. Ağaoğlu.
(-i) Anımsamak: "O zaman annemin ölmüş olduğunu hatırlıyorum." -A. Ağaoğlu.
nail olmak
erişmek, ulaşmak, kavuşmak: "Ondan öteki hayvanların kaçmadığını görünce emeline nail oldu." -H. E. Adıvar.
erişmek, ulaşmak, kavuşmak: "Ondan öteki hayvanların kaçmadığını görünce emeline nail oldu." -H. E. Adıvar.
sağlamak
(I) (-i) 1. Bir işin olması için gerekli durumu, şartları hazırlamak, temin etmek: "Biz bu ihtiyara son günlerinde hiç aklından geçirmediği bir saadet sağladık." -H. Taner. 2. Elde etmek, sahip olmak: "... o sevimli yavru hâliyle sağladığı sempatinin büyük bir kısmını yitirmişti." -Y. N. Nayır. 3. mat. Bir işlemin doğruluğunu ortaya koymak.
(I) (-i) 1. Bir işin olması için gerekli durumu, şartları hazırlamak, temin etmek: "Biz bu ihtiyara son günlerinde hiç aklından geçirmediği bir saadet sağladık." -H. Taner. 2. Elde etmek, sahip olmak: "... o sevimli yavru hâliyle sağladığı sempatinin büyük bir kısmını yitirmişti." -Y. N. Nayır. 3. mat. Bir işlemin doğruluğunu ortaya koymak.
sağlamak
(II) (nsz) Öndeki aracın sağından ilerleyerek önüne geçmek.
(II) (nsz) Öndeki aracın sağından ilerleyerek önüne geçmek.
seçmek
(-i) 1. Benzerleri arasında hoşa gideni seçip almak veya yararlanmak için ayırmak: Ben bu kitabı seçtim. 2. Birine oy vererek bir göreve getirmek: Biz sizi başkanlığa seçtik. 3. Üstün, iyi, uygun bularak yeğlemek: "Benim ne akla hizmet edip de Almanca muallimliğini seçtiğime şaşıp şaşıp kalıyordu." -H. Taner. 4. Ne olduğunu anlamak, fark etmek: "Sizler gezip tozmakta hür olduğunuz hâlde insan zekâsı ile bir adım ilerisini seçemiyorsunuz, sezemiyorsunuz." -R. H. Karay. 5. Farklı görmek, üstün görmek. 6. Tercihini bir yönde kullanmak. 7. (nsz) Titiz davranmak, kolay kolay beğenmemek: O yemek seçer, her şeyi yemez.
(-i) 1. Benzerleri arasında hoşa gideni seçip almak veya yararlanmak için ayırmak: Ben bu kitabı seçtim. 2. Birine oy vererek bir göreve getirmek: Biz sizi başkanlığa seçtik. 3. Üstün, iyi, uygun bularak yeğlemek: "Benim ne akla hizmet edip de Almanca muallimliğini seçtiğime şaşıp şaşıp kalıyordu." -H. Taner. 4. Ne olduğunu anlamak, fark etmek: "Sizler gezip tozmakta hür olduğunuz hâlde insan zekâsı ile bir adım ilerisini seçemiyorsunuz, sezemiyorsunuz." -R. H. Karay. 5. Farklı görmek, üstün görmek. 6. Tercihini bir yönde kullanmak. 7. (nsz) Titiz davranmak, kolay kolay beğenmemek: O yemek seçer, her şeyi yemez.
temin etmek
1) korkusunu gidermek, güven vermek: "Dünyada ondan başka kimseyi sevmeyeceğini bana bir kere daha temin etti." -R. N. Güntekin. 2) sağlamak, elde etmek, tedarik etmek: "Size bütün bir kış için kuru ot temin edecek." -N. Hikmet.
1) korkusunu gidermek, güven vermek: "Dünyada ondan başka kimseyi sevmeyeceğini bana bir kere daha temin etti." -R. N. Güntekin. 2) sağlamak, elde etmek, tedarik etmek: "Size bütün bir kış için kuru ot temin edecek." -N. Hikmet.
ulaşmak
(-e) 1. Varmak, gelmek: "Doğudan batıya kadar ulaşmış bir zafer bestesi dinliyorum." -R. H. Karay. 2. Elde etmek, erişmek. 3. Yetişmek. 4. Birbirine katılmak, dökülmek: Nehirler denizlere ulaşıyor.
(-e) 1. Varmak, gelmek: "Doğudan batıya kadar ulaşmış bir zafer bestesi dinliyorum." -R. H. Karay. 2. Elde etmek, erişmek. 3. Yetişmek. 4. Birbirine katılmak, dökülmek: Nehirler denizlere ulaşıyor.
"bulmak" için örnek kullanımlar
Bende cici bici bulmak için evden çıkıp buralara kadar geldim demiş.
I came all the way here I come home to find a gimcrack said.
Kaynak: boluekspres.comTam da bu noktada diyorum ki kendime, iş bulmak değilmiş mesele aslında.
Right at this point I would say to myself, the fact that the issue was not to find a job.
Kaynak: blog.milliyet.com.trÖcal'ı bulmak için 2 gündür yapılan arama çalışmaları sonuç verdi.
The search resulted in 2 days to find Öcal.
Kaynak: adanahaber.comKüçük yaşta babasını kaybeden Perrine ile annesi akrabalarını bulmak için yollara düşer. Amaçları akrabalarını bulmak ve yeni bir yaşam
Kaynak: Kimsesiz kız
Kaynak: Kimsesiz kız
Fakat saf kil bulmak oldukça zordur. Kilin içerisinde en çok kalker , silis , mika , demir oksit bulunur. Genellikle 0,002 mm'den daha
Kaynak: Kil
Kaynak: Kil
Osmanlı Ressamlar Cemiyeti, dönemin sanat ve sanatçı sorunlarına çözüm bulmak üzere Osmanlı Devleti 'nde 1909-1919 yılları arasında
Kaynak: Osmanlı Ressamlar Cemiyeti
Kaynak: Osmanlı Ressamlar Cemiyeti
Kablo güdümlü füze hedefini bulmak için gerekli koordinatları kablo yardımıyla alan bir güdümlü füze sınıfıdır. Operatör füzeyi
Kaynak: Kablo güdümlü füze
Kaynak: Kablo güdümlü füze
Anonim şirket lerin kaynak bulmak amacıyla ticaret ya da sermaye piyasası kanunlarına göre, itibari kıymetleri eşit ve ibareleri aynı
Kaynak: Tahvil
Kaynak: Tahvil
Richard Burton (d.1821 - ö.1890), İngiliz kaşif, misyoner Afrika 'yı gezmiş ve Nil Nehri nin kaynağını bulmak için keşifler yapmıştır.
Kaynak: Richard Francis Burton
Kaynak: Richard Francis Burton
Diva Search yeni Divalar bulmak icin yapilan bir yarisma. Bir grup kizdan olusan ve her hafta elemeyle sona kalan kizi gelecek Diva
Kaynak: WWE Diva Search
Kaynak: WWE Diva Search
Ahit , çeşitli "kitapların " farklı zamanlarda derlenmesiyle oluşmuştur. Eski Ahit 'in yazıldığı tarihi bulmak güçtür. Metinsel eleştiri ye
Kaynak: Ahit'in yazıldığı tarih
Kaynak: Ahit'in yazıldığı tarih
which, çalıştırılabilir dosyaların yerini bulmak için kullanılan komut satırı aracıdır. Bir veya daha fazla argüman alır ve herbiri için
Kaynak: Which (Unix)
Kaynak: Which (Unix)
Nirengi veya üçgenleme, haritacılık ta bilinmeyen bir uzunluğu, yüksekliği veya koordinatı bulmak için bir alanı üçgenlere bölerek yapılan
Kaynak: Nirengi
Kaynak: Nirengi
Cauchy yakınsaklık testi, sonsuz seri lerin yakınsaklığını bulmak için kullanılan test yöntemlerinden birisidir.: sum_i 0^infty a_i
Kaynak: Cauchy yakınsaklık testi
Kaynak: Cauchy yakınsaklık testi
XPath bir XML dokümanındaki bilgiyi bulmak için kullanılan bir dildir. XPath bir XML dokümanı içindeki elemanları ve onlara ait
Kaynak: XPath
Kaynak: XPath
Archie arama motoru, Anonim FTP tarafından sağlanan dosyaları bulmak için bir arama motoru. Birçok UNIX sitesinde ARCHIE yazılım 'archie
Kaynak: Archie arama motoru
Kaynak: Archie arama motoru
Zuhur bulmak, görünmek, ortaya çıkmak, öne çıkmak, ileri çıkmak, galip. Zuhuri kolu , Ortaoyunu nda bir kol. Zuhuri (şair), 17. yy şairi
Kaynak: Zuhuri
Kaynak: Zuhuri
Kosinüs teoremi, geometri de, üçgen üzerinde iki kenarı ve aralarındaki açı verilmiş iken bilinmeyen kenarı bulmak amacıyla kullanılan
Kaynak: Kosinüs teoremi
Kaynak: Kosinüs teoremi
Çıkışına bağlanan yükü ardına bağlı eviricilerle en kısa gecikme ile sürebilecek aşama sayısını bulmak için, N*F 1/N+P D. denklemi
Kaynak: Dışa-4bağ
Kaynak: Dışa-4bağ
Sitokininler, bitki hücre sinin bölünmesini uyaran faktörleri bulmak için yapılan çalışmalar esnasında bulunmuştur. Bu maddelerin hücre
Kaynak: Sitokinin
Kaynak: Sitokinin
