Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

çarpmak ne demek?

 - 6 sözlük, 6 sonuç.

BSTS / Ayaktopu Terimleri Sözlüğü

çarpmak anlamı İng. hit, charge with the body Alm.Rempeln
Karşı oyuncuya, iki ayağı yerden kesmeden, gövdenin bütün ağırlığı ile yüklenmek.

BSTS / Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu

çarpmak anlamı Osm. zarbetmek Fr.multiplier
(matematik)

Güncel Türkçe Sözlük

çarpmak, -ar anlamı
(-e) 1. Hızla değmek, vurmak: "Eşiği aştım, içeri girdim, ortada duran uzun bir masaya çarptım." -A. Kutlu. 2. (nsz) Etkisiyle birdenbire hasta etmek: Güneş çarpmak. Kömür çarpmak. 3. (-i) Varlığına inanılan bir gücün öfkesine uğramak: "Yeşildirek'te yatan evliya hepinizi çarpar." -K. Tahir. 4. (-i) El çabukluğu ile çalmak, dolandırarak elde etmek: "Köprüden denizi seyredenlerin cüzdanını hep çarparlar." -B. Felek. 5. (-i) Kurnazlıkla, zorla ele geçirmek: "İhtiyarın üç aylıkları aldığı günler çıkagelir, allem edip kallem edip zavallının yarı maaşını çarpar kaçar." -H. Taner. 6. (nsz) Kalp, hızlı hızlı vurmak. 7. (-i, -le) mat. Biri çarpılan, öbürü çarpan denilen iki sayı verildiğinde çarpanı çarpılandaki birim kadar çoğaltarak çarpım adı verilen bir üçüncü sayıyı elde etmek, darp etmek. 8. (-i) mec. Çekiciliğiyle etkilemek, şaşırtmak: "Güzel halk türkülerinde beni çarpan şey bunların hepsinin arkasında bir vaka, bir macera, nihayet bir insan bulunmasıdır." -B. R. Eyuboğlu.

Tarama Sözlüğü

çarpmak anlamı
Sıvamak, sürmek, bulaştırmak

Türkçe - İngilizce

çarpmak anlamı
fiil
1) bump
2) multiply
3) bump into
4) hit
5) crash
6) slam
7) dash
8) strike
9) bang
10) plonk
11) knock
12) greet
13) impinge
14) crash into
15) hurtle
16) collide
17) smash
18) reach
19) ram
20) run
21) throb
22) pulse
23) pound
24) lash
25) clash
26) foul
27) bash
28) bang into
29) run against
30) strike against
31) spring
32) smite upon
33) slap
34) pulsate
35) barge
36) kayo
37) cannon
38) plonk down
39) clap
40) plant
41) mulct
42) knock over
43) knock out
isim
1) plunk

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

çarpmak anlamı
At koşturmak.

*Bayburt -Gümüşhane

çarpmak eş anlamlısı

şaşırtmak
(-i) 1. Şaşırmasına sebep olmak: "Aklına geleni yapar, ani, asabi hareketlerle herkesi şaşırtırdı." -Ö. Seyfettin. 2. Yanıltmak: "İri vücudunu sizi çok ama çok şaşırtan bir yumuşaklıkta kullanabiliyor." -T. Dursun K. 3. bit. b. Daha iyi yetişmelerini sağlamak için ağaç fidanlarının veya çiçek fidelerinin yerlerini değiştirmek. 4. (nsz) Şaşkınlaşmak, şaşmak.
vurmak
(-e) 1. Elini veya elinde tuttuğu bir şeyi bir yere hızla çarpmak: Masaya vurmak. Birinin başına vurmak. 2. (-i) Ses çıkarmak için bir şeyi başka bir şey üzerine hızlıca çarpmak: "Kapılarını vurmadan, kartını göstermeden, kademeye aldırmadan odalara giriyor." -R. H. Karay. 3. Etkisi bir yere kadar uzanmak, sokulmak, girmek, duyulmak, yansımak, aksetmek: "Yıkık damından içeriye parça parça güneş vurur." -R. H. Karay. 4. (-i, -e) Hızla değmek, çarpmak: Kolumu duvara vurmuşum. 5. Sürmek: Duvara boya, tahtaya cila vurmak. Yakı vurmak. 6. Takmak, koymak: "Seni buradan ellerine kelepçe, ayaklarına zincir vurup öyle götürecekler!" -Y. K. Karaosmanoğlu. 7. Bağlama, ilişkilendirmek: "Bohçacı ve yazmacı kadınların tuhaflığına vurarak etrafını alırlar." -R. H. Karay. 8. Olduğundan başka biçimde görünmek. 9. (nsz) Batıcı veya kesici cisimleri saplamak, kakmak: Bıçak vurmak. İğne vurmak. 10. (nsz) Uygulamak, basmak, koymak: Damga vurmak. 11. Ses çıkarmak, ses vermek, çalmak. 12. (-i) Amaçladığı şeye rast getirmek. 13. (-i) Hızla çarpmak: Ayağını güm güm yere vurarak. 14. (-i) Silahla yaralamak, öldürmek: "Bir gün kızı kurtarmışlar, ayıyı vurmuşlar, kızı saraya götürmüş, padişahın oğluna vermişler." -H. E. Adıvar. 15. Dokunmak, hasta etmek: "Bizim evin bacası çekmiyor. Bütün kış, maaile kömür vuruyor bizi bu yüzden." -N. Hikmet. 16. (nsz) Soğuk, dolu vb. ürünlere zarar vermek: Sebzeleri soğuk vurdu. Meyveleri dolu vurdu. 17. (nsz) Kalp, vuru durumunda olmak, çarpmak: "Kalbi öylesine kopacakmış gibi vuruyordu." -H. Taner. 18. Piyango vb. çıkmak, isabet etmek. 19. Üzerinde görünmek, üzerine düşmek: Ağacın gölgesi duvara vuruyor. 20. (-i) Desteklemek, dayamak: Akşam olunca kapının desteğini vurduk. 21. Çıkmak, görünmek: Su dışarı vurdu. 22. Sırtına, omzuna yerleştirmek: "Hamalın biri sırtına koca bir ayna vurmuş götürüyordu." -H. Taner. 23. Bir şeyi başka bir şey üzerine koymak. 24. Tavla oyununda pulu kırmak. 25. mec. Çok etki etmek, yaralamak. 26. argo İçki içmek. 27. (-i) argo Herhangi bir biçimde haksız yoldan para almak, soymak: Birinin on milyon lirasını vurmak. 28. (-i, -e) mat. Çarpma işlemini yapmak: İkiyi dörde vurursak sekiz eder.

"çarpmak" için örnek kullanımlar

şöyle yapabiliriz: Mesela 12 ile 13'ü çarpmak istiyoruz zihnimizden.
is as follows: For example, our mind would multiply 13 by 12.
Kaynak: blog.milliyet.com.tr
Açıklanan resmi rakamları her zaman iki veya üçle çarpmak lazım.
Described in the official figures always have two or treble.
Kaynak: haberdiyarbakir.com
Hayvana çarpmak istemeyen Edemen, direksiyonu kırınca otomobil denize doğru yöneldi.
Families who do not want to multiply can not break your car steering wheel turned to the sea.
Kaynak: haber3.com
Bu ruh hâliyle bakınca entelektüel safsatanın da sınırlarına gelip çarpmak mümkün.
Given this state of mind come and hit the limits of the possible intellectual sophistry.
Kaynak: medyafaresi.com
Etkilerinin gözle görülebileceği fosforlu bir yüzeye çarpmak üzere hızlandırılır. Delik içinde elektoronların tutunması görüntü kalitesini
Kaynak: Gece görüş dürbünü
Eğer bu lensi APS-H boyut makinesinde kullanacaksanız, fokal çarpanı 1.3 ile çarpmak lazım (yani 130-390mm) ve APS-C boyut makinesinde 1.6
Kaynak: Electro Optical System (Canon)
Bir sayıyı eksi bir ile çarpmak, o sayının sembolünün (negatif veya pozitif) değişmesine neden olur. 1) ile çarpılan sayının mutlak değeri
Kaynak: −1 (sayı)
Kararlılık ve doğrusallık: Serinin her terimini bir sayıyla çarpmak. Terimlerin yerlerini toplamı etkilemeyecek biçimde "değiştirmek"
Kaynak: Grandi serisi toplamı
Aynı turnuvada sol ayak küçük parmağı da bir önceki akşam otel odasında partilerken sehpaya çarpmak suretiyle kırılan Marsel önümüzdeki 3
Kaynak: Marsel İlhan
Klibin sonunda sevgilisi Madonna'ya arabayla çarpmak üzereyken arabayı Madonna devralır. Klipteki bazı kısımlar "Angel" single'lının
Kaynak: Burning Up
Bir a sayısını bir b sayısıyla çarpmak, a sayısının b kere toplamını almak olarak tanımlanır. Daha matematiksel bir tanım verilmek
Kaynak: Doğal sayılar
Abdestin mekruhları : Suyu yüzüne çarpmak. Güneşte ısınmış su ile abdest almak. Suyu çok az kullanmak veya israf etmek. Abdest alırken konuşmak
Kaynak: Abdest
Percussio ‘müzikal anlamda dövmek ve çarpmak' anlamına gelirken; percussus, ‘vurmak' demektir. Darbuka sözcüğü de benzer bir şekilde
Kaynak: Perküsyon
ifade edilenlerin kaç milimetreye eşdeğer olduklarını hesaplamak için belirli bir kalibreyi 0,254 ile çarpmak yeterlidir. Örnek: 38
Kaynak: Tabanca
Yıldız hakkında bilgi almak için rasathaneye giden Tenten, tuhaf olaylarla karşılaştıktan sonra, yıldızın dünyaya çarpmak üzere olan bir
Kaynak: Esrarengiz Yıldız
saçılmak için daha büyük parçacıklara çarpmak zorundadır. Gökyüzü açık olduğunda,mavi ışık diğer ışıklara oranla en fazla saçılan ışıktır
Kaynak: Gökyüzü
quote Basının ilgisini çekmekteki çok önemli şey, siteyi yaratma fikrinin kendisiydi; göze çarpmak için yeterince eşsiz ve alışılmadıktı.
Kaynak: The Million Dollar Homepage
Bu bağlamda kapalı eğri boyunca gidişin yönü önemlidir – integralin alındığı yönü tersi yöne çevirmek integrali -1 ile çarpmak demektir.
Kaynak: Karmaşık düzlem
Evrenin Genişlemesi Kuramı: Tıpkı koşarken duran bir cisme çarpmak gibi. Diğer soğuk atomu da hızlandırır. Bu olay tüm atomların enerjileri
Kaynak: Evren
Etkin olarak, potansiyel performansı çekirdek sayısıyla çarpmak (işletim sistemi ve yazılım birden çok işlemcinin avantajını kullanacak
Kaynak: Mikroişlemci
ifade edilenlerin kaç milimetreye eşdeğer olduklarını hesaplamak için belirli bir kalibreyi 0,254 ile çarpmak yeterlidir(çünkü cal.
Kaynak: Mermi

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.