doğruluk ne demek?
- 7 sözlük, 7 sonuç.BSTS / Eğitim Terimleri Sözlüğü
doğruluk anlamı İng. accuracy Osm. sıhhat, dakiklik Fr. justesse
1- Kendilerine test uygulanan kimselerin sayısı ile doğru olarak yanıtlanan test maddeleri sayısı arasındaki oran. 2- Test puanlarında yanlış bulunmaması durumu.
1- Kendilerine test uygulanan kimselerin sayısı ile doğru olarak yanıtlanan test maddeleri sayısı arasındaki oran. 2- Test puanlarında yanlış bulunmaması durumu.
BSTS / Felsefe Terimleri Sözlüğü
doğruluk anlamı İng. truth Osm. hakikat Lat.veritas Alm.Wahrheit, Richtigkeit Fr. vérité alétheia
(Yun. alétheia = açık olma, kendini açık olarak ortaya koyma durumu) : 1- Düşüncenin gerçekle uyuşması. Yargı ve önermelerin gerçeğe uygun olması, verilmiş bir olguyla uyuşması (içeriksel doğruluk). 2- Düşüncenin kendi kendisiyle uyum içinde olması, çelişik olmaması (biçimsel doğruluk-biçimsel mantıkta-). //Leibniz doğruları ikiye ayırır: Olgu doğruları (vérités de fait): Deneye dayanan doğrular. Bunlar zamana bağlıdır, belirli koşullar Altında, belirli bir zaman noktasında gerçekleşmiş olmakla içerik kazanırlar (deneysel doğruluk). Us doğruları (vérités de raison): Doğruluk nedeni yalnızca usta bulunan, zamana bağlı olmayan, zamandışı olan, her zaman her yerde geçerli olan doğrular (mantıksal doğruluk). Olgu ve us doğruları kavramlarını ilkin Leibniz kullanmıştır.
(Yun. alétheia = açık olma, kendini açık olarak ortaya koyma durumu) : 1- Düşüncenin gerçekle uyuşması. Yargı ve önermelerin gerçeğe uygun olması, verilmiş bir olguyla uyuşması (içeriksel doğruluk). 2- Düşüncenin kendi kendisiyle uyum içinde olması, çelişik olmaması (biçimsel doğruluk-biçimsel mantıkta-). //Leibniz doğruları ikiye ayırır: Olgu doğruları (vérités de fait): Deneye dayanan doğrular. Bunlar zamana bağlıdır, belirli koşullar Altında, belirli bir zaman noktasında gerçekleşmiş olmakla içerik kazanırlar (deneysel doğruluk). Us doğruları (vérités de raison): Doğruluk nedeni yalnızca usta bulunan, zamana bağlı olmayan, zamandışı olan, her zaman her yerde geçerli olan doğrular (mantıksal doğruluk). Olgu ve us doğruları kavramlarını ilkin Leibniz kullanmıştır.
BSTS / Matematik Terimleri Sözlüğü
doğruluk anlamı İng. accuracy Alm. Genauigkeit Fr. exactitude
Sayısal bir işlemde doğruluk ya da kesinlik.
Sayısal bir işlemde doğruluk ya da kesinlik.
BSTS / Yöntembilim Terimleri Sözlüğü
doğruluk anlamı İng. truth Osm. hakikat
Tümdengelimci bir dizgede yapılan çıkarımların, ulaşılan vargıların önsayıtlara uygunluğu ya da öncüllere indirgenebilir olması.
Tümdengelimci bir dizgede yapılan çıkarımların, ulaşılan vargıların önsayıtlara uygunluğu ya da öncüllere indirgenebilir olması.
Güncel Türkçe Sözlük
doğruluk, -ğu anlamı
is. 1. Doğru ve dürüst olma durumu, doğru olana yakışır davranış, dürüstlük, adalet: "Yazıyı yazana, bu dediklerinin doğruluğuna nasıl inansın okuyucu?" -N. Cumalı. 2. fel. Düşüncenin gerçekle uyuşması, yargı ve önermelerin gerçeğe uygun olması.
is. 1. Doğru ve dürüst olma durumu, doğru olana yakışır davranış, dürüstlük, adalet: "Yazıyı yazana, bu dediklerinin doğruluğuna nasıl inansın okuyucu?" -N. Cumalı. 2. fel. Düşüncenin gerçekle uyuşması, yargı ve önermelerin gerçeğe uygun olması.
Kimya Terimleri Sözlüğü
doğruluk anlamı İng. accuracy Alm. Genauigkeit
Ölçülen bir büyüklüğün, doğru veya doğru olduğu kabul edilen değerle, bir analitik sonuç arasındaki yakınlığın bir ölçüsü; bu yakınlık hata cinsinden ifade edilir.
Ölçülen bir büyüklüğün, doğru veya doğru olduğu kabul edilen değerle, bir analitik sonuç arasındaki yakınlığın bir ölçüsü; bu yakınlık hata cinsinden ifade edilir.
Türkçe - İngilizce
doğruluk anlamı
isim
1) accuracy
2) truth
3) fidelity
4) righteousness
5) precision
6) integrity
7) correctness
8) truthfulness
9) straightness
10) exactness
11) honesty
12) validity
13) preciseness
14) authenticity
15) straightforwardness
16) exactitude
17) soundness
18) correctitude
19) veracity
20) trueness
21) justice
22) uprightness
23) rightness
24) right
25) probity
26) candor
27) justness
28) faithfulness
29) rectitude
30) directness
31) verity
32) prig
33) evenness
34) sincerity
35) candour
isim
1) accuracy
2) truth
3) fidelity
4) righteousness
5) precision
6) integrity
7) correctness
8) truthfulness
9) straightness
10) exactness
11) honesty
12) validity
13) preciseness
14) authenticity
15) straightforwardness
16) exactitude
17) soundness
18) correctitude
19) veracity
20) trueness
21) justice
22) uprightness
23) rightness
24) right
25) probity
26) candor
27) justness
28) faithfulness
29) rectitude
30) directness
31) verity
32) prig
33) evenness
34) sincerity
35) candour
doğruluk eş anlamlısı
adalet
is. (ada:let) 1. Yasalarla sahip olunan hakların herkes tarafından kullanılmasının sağlanması, türe. 2. Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme: "Hiçbir kuvvet beni adaletin tecellisi için çalışmaktan menedemeyecektir." -N. Hikmet. 3. Bu işi uygulayan, yerine getiren devlet kuruluşları: Suçlular adaletin pençesinden kurtulamazlar. 4. Herkese kendine uygun düşeni, kendi hakkı olanı verme, doğruluk: "Germiyan'da Süleyman Şahımız adaletle hüküm sürer." -F. F. Tülbentçi.
is. (ada:let) 1. Yasalarla sahip olunan hakların herkes tarafından kullanılmasının sağlanması, türe. 2. Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme: "Hiçbir kuvvet beni adaletin tecellisi için çalışmaktan menedemeyecektir." -N. Hikmet. 3. Bu işi uygulayan, yerine getiren devlet kuruluşları: Suçlular adaletin pençesinden kurtulamazlar. 4. Herkese kendine uygun düşeni, kendi hakkı olanı verme, doğruluk: "Germiyan'da Süleyman Şahımız adaletle hüküm sürer." -F. F. Tülbentçi.
dürüstlük
is. Doğruluk: "O zaman parmağımın şerefine içerken, dürüstlüğün şerefine içmiş oluruz, değil mi?" -E. Şafak.
is. Doğruluk: "O zaman parmağımın şerefine içerken, dürüstlüğün şerefine içmiş oluruz, değil mi?" -E. Şafak.
"doğruluk" için örnek kullanımlar
Barış çok zor bir iştir, yürek ister, doğruluk, dürüstlük ister.
Peace is a very difficult task, requires courage, integrity, honesty want.
Kaynak: cnnturk.comSamimiyet, doğruluktur. Doğruluk, içi dışı birlik diye bilinebilir.
Sincerity, on accuracy. Accuracy, known as unity inside and outside.
Kaynak: kadinhaberleri.comBu endişenin doğruluk ihtimali yüzde 1 olsa bile beni rahatsız eder.
1 percent accuracy, even though the possibility of this concern makes me uncomfortable.
Kaynak: gazeteciler.comBunda doğruluk payı vardı, mutlaka daha büyük başarılar yakalardık.
There was truth in that, surely have handed greater success.
Kaynak: hurriyet.com.trSiyaseten doğruluk (İngilizce : Political correctness), farklı dil, din, kültür ve cinsiyetten kişileri incitmemek amacıyla, özenle
Kaynak: Siyaseten doğruluk
Kaynak: Siyaseten doğruluk
Ma'at, Mısır 'ın doğruluk ve adalet tanrıçasıdır. Thoth 'un karısı olduğuna inanılır ve ondan sekiz çocuğu olmuştur. Bu çocuklardan en
Kaynak: Ma'at
Kaynak: Ma'at
Dürüstlük T.D.K sözlüğünde “doğruluk” olarak, diğer sözlüklerde ise “özü sözü bir olma”, “olanı olduğu gibi yansıtma", “gerçeği saklamama
Kaynak: Dürüstlük
Kaynak: Dürüstlük
Latince "hakikat, doğruluk" anlamına gelen Veritas, Roma mitolojisi 'nde hakikatın tecessümü (vücut bulmuş hali) ve tanrıçası idi.
Kaynak: Veritas
Kaynak: Veritas
Bilimsel yazı, bilgi yi öğretme, doğruluk ve yenilik için yazılan yazı türüdür. Kendine özgü bir anlatım tarzıdır. Yazı, dile dayanır.
Kaynak: Bilimsel yazı
Kaynak: Bilimsel yazı
Modern felsefe nin babası olarak anılan Descartes 'ın İlk Felsefe Üzerine Derindüşünmeler de kesin bilgiye ulaşmak için doğruluk ölçütü
Kaynak: Açık ve seçik
Kaynak: Açık ve seçik
Latince bir tanım olan Nuda Veritas,Çıplak doğruluk iğretilemesi anlamına gelmektedir. Açıklama: İnsanın kendisini Tanrı'ya sunduğu bir
Kaynak: Nuda Veritas
Kaynak: Nuda Veritas
Yakın Kelimeler
(Tahmin etmek için bir harf girin)
